"Senin burada ne işin var?" dedi, Liam konuyu değiştirmek için. O sırada Luke çalan telefonu ile özür dileyerek hepimize iyi geceler diledi ve masadan kalktı.

"Liam, eğer bir daha beni düzeltirsen penisine tekme atarım."

"Sen onunla böyle konuştuğunda, yüzündeki o sırıtışı görmüyor musun?"

Hepimiz ayağa kalkarak asansöre ilerlerken Niall ve Liam hala tartışıyordu. Louis elimi tuttuğunda, olması gereken gibi bir sorun olmadığının rahatlığı ile yukarı çıktık.

Yine beşimiz Liam ve Zayn'in dairesinde oturuken, konunun ne zaman Luke olacağını bekliyordum, Niall bunu kesinlikle konuşmadan bırakmayacaktı ve Louis'nin yanı dahil olmak üzere hiçbir yerde Luke'u konuşmak istemiyordum. Bundan rahatsız değildim çünkü umrumda bile değildi ama bu sadece benim için böyleydi.

"Sadece sizin eski arkadaşınız, değil mi?" Louis, Liam ve Niall'a bakarak söylediğinde ikisi de kafasını salladı.

Louis zaten anlamıştı, en başından beri bunun farkındaydı, biliyordum ama ikimiz de bunun hakkında konuşmamıştık. Louis bunun için bana normalden farklı davranmamıştı ve beklediğimin aksine masada ona Luke'u sadece eski bir arkadaşımız olarak tanıştırdığımız için kızmamıştı. Bunu ondan sakladığım yoktu, Luke'un yanında söylememiştim çünkü kendisini konuşmaya değer görsün istemiyordum. Ya da bunu Louis'ye açıklayarak Luke'un kendinu umrumuzda sanmasını.

"Tüm bu öfkenin sebebi ne?" Louis, Niall'ın en sevdiği yere geldiğinde onu susturmak istesem de artık imkansız olduğunun farkında olmak için bile çok geçti.

"O Harry'i istemediği şeyleri yapmaya zorladı!"

Niall bunu öyle söylemişti ki, bana bile sanki Luke'un o zorladığı şeyleri yapmışım gibi gelmişti. Ayrıca 'zorlamak' bunun için biraz fazlaydı. Görünen son için, son bir düşüş olmuştu sadece. Aramızdaki şey Louis ile olan gibi kutsal değildi, kendime sorduğum her soru kendi içimde cevapsız kalıyordu.

Louis'nin duyduğu ile anında kanının hızlandığını hissederken gözlerindeki bakış ise değdiği yeri yok edecek gibiydi.
"Nasıl şeyler?"

"Lou-"

"Ne yaptı sana, Harry?!"

"Harry bunun hakkında konuşmak zorunda değil." dedi, Zayn beni kurtararak. "Eğer isterse tek kelime etmez." Gitmeden önce ona teşekkür etmeyi unutmamak istedim.

"Harry ve Louis birlikte ve Louis'nin bunu bilmeli." Zayn Liam'a baktığında, Niall da aynı şeyi düşündüğünü söyleyince herkes birbirine girmişti. Louis ise sadece bana bakıyordu. Beni kolu altına alarak sarıldığında şakağımı öptü.

Zayn, "Kimse neden Harry'nin bunu hatırlamak istemeyeceğini düşünmüyor?" dediğinde, Niall'ın kaşları çatıldı.

"Louis'nin bunu bilmeyerek ne düşündüğü umrunda mı peki?" dedi, ve Liam da bunu onayladı.

Ben de en çok bundan korkuyordum. Onunla ilgili herhangi bir konuda konuşmak istemeyerek Louis'nin bunu hatırlamaktan korktuğumu düşünmesinden korkuyordum.

"Luke'un son zamanlarda tek düşündüğü seksti. Ben de, gerçek anlamda sonunda ikimizin de olduğu bir yol olmadığını bildiğim için istemedim."

Herkes susmuş beni dinlerken Louis'nin az önceki tepkisinden farklı bir ifadesi yoktu. Niall ve Liam ise zaten biliyor olduklarından o günleri hatırladıklarını biliyordum, ikisi de şimdi burada değildi.
Zayn ise şaşkındı, buna üzülmüş gibiydi.
Ben de hepsinin aksine üzülsem de umursamıyordum, üzüldüğüm ise bu hikayenin sonu değil, benim şimdi bunu bu şekilde açıklıyor olmamdı. Niall Luke'dan nefret etmiyor olabilir, ya da ben onu gördüğümde geceyi mahvetmesinden korkmuyor olabilirdim.

Two hearts in one home | LarryWhere stories live. Discover now