concert

37 8 1
                                    

Masanın üstündeki kalemliği çantama atıp Haewoo'nun koluna girdim. "Tanrım berbattı." Boşalan sınıftan çıkıp koridorda yürümeye başladık. "Al benden de o kadar. O son soru neydi öyle?"

"Öyle güzel salladım ki. En son lisede tarih sınavında bu kadar uydurmuşumdur." Bahçeye çıkıp bankların olduğu yere yöneldik. Haewoo beni dürttü. "Şunlara bak." Çardakta oturan Yuta ve Yujin'i görmemle gülümsedim. Yuta Yujin'e bir şeyler anlatıyor Yujin ise gülerek onu dinliyordu. "Kızın içine düşecek."

Yanlarına gidip çardağa oturmamızla Yuta geri çekildi. "Hoşgeldiniz." Haewoo telefonunu çıkartıp Lucas'a mesaj atarken bende Yujin ile konuşuyordum. "Sınav nasıldı?"

"Hiç sorma. Bayağı kötüydü." Haewoo başını salladı. "Bir güzel batırdık." Yujin dudaklarını büzdü. "Üzülmeyin ya seçmeli dersti zaten."

"Seçtiğim güne lanet olsun." Haewoo beddualar okurken Lucas'ın sesi duyuldu. "Tövbe et Haewoo. Dönüp dolaşıp seni bulacak." Arkamı döndüğümde gülümseyerek bize doğru gelen Lucas ve Jaehyun'u gördüm.

Jaehyun hızlı adımlarla gelip sırtını önümdeki masaya yaslayacak şekilde yanıma ters oturdu. Bu sayede yüzlerimiz karşılıklıydı. "Neyiniz var sizin?" Lucas Haewoo'nun suratına şaşkın şaşkın bakıyordu. Yuta bizim yerimize konuştu. "Sınavları kötü geçmiş."

"Tanrım dert ettiğiniz şey bu mu?" Lucas Haewoo'yla uğraşırken Jaehyun yüzümü inceliyordu. "Ne bakıyorsun?"

"Sıkma canını. Zaten boş bir dersti." Gözlerim elinin üzerindeki yara bandına gitti. "Kanadı mı tekrar?" Başını iki yana salladı. "Bugün maçımız var."

"Oynayacak mısın? Jaehyun sak-" İşaret parmağını dudağıma bastırıp susmamı sağladı. "Hemşire oynayabilirsin dedi." Daha sonra parmağını saçlarıma götürüp kulağımın arkasına sıkıştırdı. Bu hareketi saçma bir şekilde sesimin içine kaçmasına sebep oldu. Dudaklarımı ıslatıp konuşmaya çalıştım. "Saat kaçta?"

"2'de olması gerek. Geliyorsun değil mi?" Başımı salladım. "Kurallar gereği gelmem gerekir." Aniden gülümsemesi soldu. "Kuralda olmasa gelmeyeceksin yani?" Tam cevap verecekken Haewoo'nun sesiyle ona döndüm. "Biz gidiyoruz millet. Sizde gelirsiniz." Masadan kalmaklarıyla sadece Jaehyun ve ben kalmıştık.

"Olmasaydı da gelirdim." Jaehyun ne dediğimi anlamamış gibi yüzüme baktı. "Nasıl?"
"Öyle bir kural olmasada seni izlemeye gelirdim." Jaehyun ise beni dinlemeden karşıya bakıyordu. "Yine nereden çıktı bu gevşek?"

"Kim?" Arkamı döndüğümde Ten'in bize baktığını gördüm. Jaehyun kaşlarını çatmış şekilde ona bakıyordu. Jaehyun'un elini avucuma alıp baş parmağımla elini okşadım. "Jaehyun boşver hadi gidelim."

Ayağa kalkıp tutması için elimi uzattım. Gözlerimi baktığı yerden çekmeden ayağa kalktı ve uzattığım elimi tuttu. Beraber binaya doğru yürüdük.

~~~

Maçın başlamasına bir kaç dakika kala elimdeki telefonu çantama koyup arkama yaslandım. İki takımda ısınmak için sahaya çıkmıştı. Gözlerim direkt Jaehyun'u bulurken formanın içinde farklı bir havası olduğu dikkatimi çekmişti. Lucas ısınmak yerine Haewoo'ya öpücük atarken kaptan Eunwoo onu uyarıyordu. Jaehyun ise bir yandan ısınırken bir yandan da Jungkook ile konuşuyordu.

Hakemin düdüğü çalmasıyla maç başlamıştı. Gözlerimi bir topta birde Jaehyun'da gezdiriyordum. Topu çalıp potaya smaç basmasıyla sayı olmuştu. Haewoo abartılı tepkiler verirken ben alkışlamakla yetinmiştim. "Oldukça iyi oynuyorlar. Bu yıl şampiyonluk gelir gibi." Yuta'nın tesptine hak vermiştim. İlk maçları olmasına rağmen oldukçada domine etmişlerdi. Yollarının açık olduğu kesindi.

unknown number, jung jaehyunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin