"Hıhı." diyip kafasını salladı. Zamanında zorbalıklarını gördüğüm bu çocuğun bu kadar sessiz sakin bir o kadar da derbeder durması garip gelmişti.

"Emin misin? Pek iyi durmuyorsun?"

"Evet oğlum sesin soluğun çıkmıyor." Mahmut da beni onaylarcasına konuştuğunda Görkem kafasını sağa sola salladı hayır anlamında, arkasına yaslandı.

"Yanlış anlamayın ama biraz yalnız hissettim bu ortamda." ortaya konuşmuştu ama en son gözleri Mahmut'u bulmuştu. Belki de en yakını o olduğu için.

"Salak mısın oğlum? Ne yalnızlığı?"

"Böyle çiftlerin arasında olunca yalnız hissettim kendimi." İlk defa Görkem'i böyle görmüştüm.

"Merak etme tek değilsin. Ben de çiftlerin arasında yalnızım." Sol tarafımdan gelen sesle burukça gülümsedi Görkem. Karmaya inanırdım ve bu hissettiklerinin nedeninin karma olduğuna neredeyse emindim.

"Ama bu senin tercihindir. Ben bu aralar kiminle konuşsam olmuyor."

"Belki de yanlış kişilerle konuşuyorsun." bu ikilinin ilişkiler hakkında karşılıklı konuşuyor olması aşırı ütopik gelmişti.

"Evet, zaten beklemediğin anda oluyor böyle şeyler. Bir de sana tavsiyem eğer gerçekten konuştuğun kimseyle olmuyorsa kendine biraz zaman tanı. Belki ilişki için doğru zamanda değilsindir."

"Evet... Neyse önemli değil zaten. Kızlarla uğraşmak çok zor."

"Kanka erkekle uğraşmak da çok kolay değil valla." Mahmut'un gülerek söylediği şeyle yalancı bir sinirle koluna vurdum.

"Ah. Yavrum acıttın ama." Kolunu tutarak bana döndüğünde konuşulan konuyu ikimiz de unutup birbirimizle atışmaya başlamıştık bile.

Oturduğumuz kafeden kalkıp yürümeye başlamıştık. Bu sefer grubun en önünde Bulut ve Görkem birbirlerinden oldukça uzak ama yan yana yürüyordu, Helin ve Cem arkalarında el ele biz de en arkada Mahmut'la yan yana yürüyorduk. Gözüm el ele olan Cem ve Helin'de takılı kaldı. Nedense bu kadar basit bir şeye özenmiştim.

"Keşke biz de böyle rahat el ele gezebilsek." dedim neredeyse fısıldar gibi ama Mahmut'un duyabileceği bir tonda.

Vereceği cevabı beklemeden yürümeye devam ederken yüzüne baktım, hüzünle bana bakarak yürüyordu. "Ben de çok isterdim ama... Biliyorsun."

Yalnızca kafamı sallayarak önüme döndüm. Benim için sorun değildi. Laf yemek ya da tanıdığım birini görmenin bir önemi yoktu. Ama Mahmut için sıkıntıydı, onu anlıyor ve bunun için kızamıyordum. Kendisi için çok büyük şeyler yapmıştı. Mesela bu kadar kısa sürede açık açık arkadaşlarına söylemesini bile beklemiyordum başlarda.

"Yoruldun mu?"

"Hayır Mahmut. Yorulsam sırtına mı alacaksın sanki?" Evet böyle ilgili olması hoşuma gidiyordu ama biraz abartmıştı.

"Alırım. Senin sevgilin boşuna mı yaptı bu kasları?"

"Yok. Gördük kasların gücünü geçen gün." Güldü ama hemen sonrasında ciddileşti. "Yavrum gerçekten o kadar yaktım mı canını? Tamam... Bir süre cinsellik yok bize."

"Bu söylediğine kendin inanıyor musun?"

"Evet. Biraz zevk alacağım diye canını yakamam." Güldüm. "Tek zevk alan senmişsin gibi kendi kendine karar mı veriyorsun?"

"Benim aldığım zevki bir bilsen..." Lafını bitirir bitirmez alt dudağını ısırdı. "Ama yok. Bir süre yok dedik."

"Sen öyle dedin." Lafını düzelttim.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Aug 27, 2023 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

MAHMUT -gayWhere stories live. Discover now