24

12.4K 912 792
                                    

Bir zaman makinem olsa olayların daha güzel olduğu anlara dönmek isterdim. O arabada Mahmut hafif sarhoşken birbirimizi öptüğünüz, duygularımızı paylaştığımız güne dönmek isterdim. Ya da o boş sınıfta onu uyurken izlediğim ana dönmek isterdim. Şimdi yaşanan saçma sapan olaylardan uzak olmak isterdim.

Mahmut'u o kızla gördüğüm gün ne o bana gelmemişti, ne de ben ona gitmemiştim. Mesaj da atmamıştı. Ki her gün en azından ne yaptığımızı haber verirdik birbirimize. Gerçi yazsa da bir karşılık alamayacaktı o ayrı konu.

O günün okul çıkışı Bulut, Helin ve ben onların arkadaşı Koray ile buluşmuştuk. Tabii arkadaşlarıma göre benim gelecekteki kocam olan Koray. Bana göre ise, dedikleri kadar olmasa da yakışıklı bir çocuktu ama kalbimde zaten başkası varken nasıl bakabilirdim bu çocuğa? O gün bana samimi davranmıştı, eve gittiğimde de mesaj atmıştı ama sıradan ve arkadaşça bir konuşma geçmişti aramızda. İşin üzücü tarafı ise asıl mesaj beklediğim kişi atmamıştı. Alışmıştım onun akşam olduğunda 'napıyorsun yavrum' mesajına. Şimdiden özlemiştim. Ne zaman böyle bağlandım, alıştım onu da bilmiyordum ama ona ne kadar kızgın olduğumu biliyordum. Onca şey yaşamıştık, gerçekten yavaş yavaş bu günlere gelmiştik ama tek bir lafıyla her şey başıma yıkılmış gibi hissetmiştim. Tabii ben de Ayaz'sam bunun acısını çok güzel çıkarırdım.

Okulun kapısından içeri girecekken tam karşıdan gelen Mahmut'la göz göze geldiğimde görmemem gereken bir şeyi görmüş gibi hızla çevirdim kafamı. Konu o olduğunda irademle baş edemez hale gelmiştim.

"Günaydın." dediğini duymuştum ama kulağımda kulaklık olduğu için duymamazlıktan gelmiştim. Benimle konuşmak iki gün sonra aklına gelmişti demek ki.

Omzumda bir el hissettiğimde bir elimle kulaklığımı çıkarırken kafamı çevirdim yavaşça. Karşımda beklediğim surat vardı, Mahmut.

"Günaydın dedim ama duymadın sanırım."

"Duydum." dedim soğuk bir tonla. Kendimi en başa dönmüş hissediyorum derken şaka yapmamıştım, gerçekten onu ilk tanıdığım zamanlardaki gibi soğuk konuşuyordum.

"Bana aymasın mı?"

Sorduğu soru komikti ama gülmek yerine omuzlarımı silktim yalnızca. Yeniden yürümek için bir adım attığımda bileğimden tutarak beni durdurdu. Bakışlarımı önce bileğine, sonra gözlerine çıkardım. Tenini özlemiştim ama o günkü lafını unutamıyordum, her şey hemen eskisi gibi olmayacaktı.

"Ayaz böyle mi davranacaksın cidden?"

"Evet Mahmut. Noldu? İki gün sonra aklına geldim herhalde."

Bileğimdeki elini indirirken kaşları havalandı.

"Ben konuşmak istemezsin yine düşünmüştüm." dediğinde bu sefer benim kaşlarım çatıldı.

"Şimdi konuşmak isteyeceğimi nereden çıkardın?" sanki karşımda içini bilmediğim, 'barzo' sandığım Mahmut vardı ve ben yine o burnu havada konuşan kişiydim.

"İki gün oldu..." dedi ve devamını getirmedi. O da ne diyeceğini bilemiyordu büyük ihtimalle.

Kafamı salladım, "Herhalde bu sefer de o kızdan sıkıldın."

"Bu sefer de derken?" sesi hem sinirli hem de anlamıyor gibi çıkıyordu.

"Nasıl benden sıkılınca o kıza gittiysen ondan sıkılınca da bana geldin." yeniden konuştum o bir şey demeden. "Tabii sen de haklısın, sevgilin değilim bir şeyin değilim."

Yüzü aynı anda hem şaşkın hem de kızgın bir ifadeye bürünmüştü. Onunla kavga etmek, isteyeceğim son şey bile değildi ama yediremiyordum. Hiçbir lafın altında kalmak istemiyordum.

MAHMUT -gayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin