2 bölüm yayınladım 36. bölümü okumayı unutmayın!!!
Gözlerim yaşla dolu hissettiğim acı ve zevk karmaşasıyla inledim elimde olmadan. Dudaklarımı öpen dudaklar sertçe ısırdığında hissettiğim acı arttı ama hemen arkasından bıraktığı öpücükler bu acıyı da alıp götürdü. Dudaklarımdan ayrılıp bacaklarımı beline sardı. Olduğu yerde yükselirken gözüm güzel vücudu ve hırsla birleşme noktamıza bakan gözleri arasında gidip geliyordu. İçimden çıkardığı aletini elleri kalçamı tutarken yine sertçe içime soktuğunda hissettiklerine tercüman olabilecek bir inleme çıktı ağzımdan. Sesim odada yankılanırken bir elini boynuma attı, elini saniyelik orada tutup çeneme götürdü. Hızını arttırıp aletiyle içimde gel gitler yaparken ne zevkten çıkardığım seslere ne de acıdan akan göz yaşlarıma dur diyemiyordum. "Ah.. Mahmut." İnlemeyle karışık ismi dudaklarımın arasından dönüldüğünde gözlerini gözlerime çıkardı yeniden. Büyük bir hırsla bakıyordu. Bu kadar sinirli olduğunu bilmiyordum. İçimde iliklerime kadar hissettiğim aletini çıkardığında vücudum istekle onu bekliyordu. O aletinin ucundan akmış sıvıyı dağıtıp eliyle çekerken aklımdaki soruyu sordum. "O tokadın acısını çıkarıyorsun.." Bir eliyle aletini çekerken diğer eli kalçamdahdı. Parmağı deliğimin etrafında gezerken istekle aralandı deliğim, ancak içine giren bir şey olmamıştı. "Ah! Dimi?" Zevkle ve beklentiyle çıkan sesim tanıyamayacağım kadar tizdi.
Kalçamı yeniden yatağın üzerine bıraktı. İçime yine hızla girip üzerime eğildiğinde gözlerimi açık tutmak bile benim için zordu. İnlemeyle karışık nefes sesim duyuluyordu. İki kolumu tutup yukarda birleştirdi. Bu pozisyonu seveceğim aklımın ucundan geçmezdi. Kulağıma eğildi. Arka arkaya nefes alış verişinden sonra konuştu. "Bundan sonra istersen beni evire çevire döv ama bir daha bana sakın ayrılalım deme."
Lafı biter bitmez dudaklarıma yapıştı. Vücudumda kalan gücün son kırıntılarını saçlarına geçirdiğim ellerim ve milimetrelik dudak hareketlerimle harcamıştım. "Yoksa canını çok daha fazla yakarım Ayaz."
Gülümsedim. Ayrılma lafını geçirmem bile onu o kadar kızdırmıştı ki öfkesini nasıl çıkaracağını bilemiyordu. Bu halinin bana ne kadar çekici geldiğinin farkında bile değildi.
"Mahmut... Canımı... Ah!" Konuşmamı istemiyor gibi söylediğim her kelimede sertçe itiyordu aletini. "Canımı yakacaksan hep böyle yak."
Zevkten parlayan gözleriyle bana baktı ve sinsice gülümsedi. Buğulanmış gözlerimle belli belirsiz önümü görüyordum. İçimden çıkan aletiyle yeniden boşluğa düşmüştüm. Ben daha ne olduğunu anlayamadan tek hamlede yüz üstü çevirdi ve hiç vakit kaybetmeden arkamdaki yerini tekrar buldu. Belime hafifçe bastırdığı elleriyle kalçamı havaya kaldırmıştım. Tekrar içime giren erkekliği oldukça sertti ve hiç olmadığı kadar zevk veriyordu. Kulağımın yanında hissettiğim nefes seslerine bir de dokunuşlar eklendiğinde kulak mememi iki dudağının arasına alıp dilini gezdirdi. "Ah!" Patlayacak gibi hissettiğim için kendime dokunma ihtiyacıyla önüme uzattığım bir elimi aletime atsam da Mahmut'un ağırlığı buna izin vermemişti.
"Mahmut... Kendime dokunayım, gelmek üzereyim."
"Hayır." İtaatkar tonda söylediği laftan sonra omzumdan tutup havaya kaldırdı beni. Dizlerimin üzerinde yükselirken sırtım göğsüyle buluştu. Burnu boynumda gezdi, "Kendine dokunmadan boşalacaksın."
"Mahmut... Lütfen."
Boynuma bıraktığı öpücükler ve içimde hızla girip çıkan aletle işlemelerim çığlığa dönüyordu. İstekle gerinen belime elini dolayıp karnımda dolaştırdı parmaklarını. En son patlamaya yakın aletime dokundu. İkimizin nefes sesleri birbirine karışmıştı. Elimi aletimdeki eline atıp yeniden yukarı çıkardım. Birkaç parmağını özenle yalarken boynumdan omzuma geçmişti öpücükleri. Ben parmaklarını yalamayı bitirdiğimde öpücükleri ufak ısırırlara bırakmıştı. Dizimin üstünde yükselip kalçamı ona doğru ittiğimde fazlasını istediğimi anlayıp hızlanmıştı. Nemli elini ıslanmış aletimde gezdirip aşağı yukarı çekmeye başladı. Önümde ve arkamda hissettiğim hareketlenme hazzımı iki katına çıkarmıştı. Bir elimi yine saçlarına atıp omzumu öpen kafasını kaldırıp dudaklarına yapıştım. Öpücükleri bırakıp alt dudağını emmeye başladığımda boğazından hırlarcasına bir ses çıktı. Dudaklarımız ayrıldığında nefeslerimiz birbirine karışacak mesafedeydik. Etlerimizin birbirine değme sesi odada yankılanırken "Mahmut.." diyebildim zar zor. O da aynı şekilde "Ayaz." diyebildi. "Ayaz sana çok aşığım."
