38

3K 236 56
                                    

Çocukluğumdan beri kadınlara çok fazla ilgimin olmadığının farkındaydım. Tam olarak ne olduğunu, bu hissin yanlış geldiğini düşünsem de ilgimin daha çok erkeklerde olduğunu biliyordum. Şimdiyse cinsel, duygusal, mental ve fiziksel olarak tüm ilgilerim tek bir kişinin üzerindeydi. Duygusal boşlukta, hayatımın belki de en yoğun ve değişim dolu dönemindeyken tanıştığım önyargılarımdan kendisine bir duvar ördüğüm o adam şimdi hayatımda belki de en önemli insanlardan biriydi. Çocukluğumda duyduğum bir laf bugün zihnimde dönüp durmuştu. İlişkide ilk cinsel birliktelik yaşandığında erkeğin ilgisinin azaldığıyla ilgili. Çocukken yanlışlıkla duyduğum bu laf aklımı karıştırmış ve çok anlamamıştım ama büyüdükçe anlamaya başlamıştım. Hayatıma giren insanlarla bunu yaşamaktan da biraz korkmuştum.

Korkularım önüme çıkmış, zihnimi bulandırmaya ve Mahmut'tan gelecek hareketleri beklememe sebep olmuştu. Ama korkularımın tam tersi gerçekleşmiş Mahmut'un zaten hali hazırda olan ilgisi iyice yoğunlaşmıştı. Bana zaten çocukmuşum gibi davranıyordu ama şimdi bu hassasiyeti arttırmış, hassas bir bebekmişim gibi davranmaya başlamıştı. Helin, Cem, Görkem, Bulut ve Mahmut, yani bizim iki grup birleşmiş kahve içmeye gelmiştik. Helin'in anlattığı şeyi büyük bir dikkatle dinlerken arkamdaki yastığın hareket etmesiyle dikkatim dağıldı ve arkama dönüp baktım. Mahmut kaşları çatık bir şekilde dünyanın en önemli işini yapar gibi arkamdaki yastığı düzeltiyordu.

"Hayatım napıyorsun?" diye sordum gerçekten ne yaptığını anlayabilmek için.

"Yavrum belin ağrıyordu ya.." O gece biraz zorladığı için sabah kalktığımda bel ağrım olduğunu söylemiştim. Bu bilgiyi verdiğim andan beridir sanki her an kırılacak bir porselenmişim gibi dikkat ediyordu her şeye.

Gülümsedim. "Mahmut ben bebek değilim biliyorsun dimi?"

"Ama benim bebeğimsin."

Özenli bir şekilde yastığı belime göre ayarlayıp gururla arkasına yaslandığında gülümseyerek karşımdaki Helin'e döndüm. "E ben kime anlatıyorum ama?"

"Pardon pardon." dedim, "Dinliyorum devam et."

"Ondan sonra, ben gittim işte eve. Ay. Unuttum devamını ya... Cem sonra ne olmuştu?" Yanındaki sevgilisine dönüp sorduğunda Cem de bunu bekliyormuş gibi devamını söyledi hemen.

"Heh. Evet, kargocu aradı tekrar..." Helin anlatmaya devam ederken gözlerim hemen sağ çaprazımdaki Görkem'e çarptı. Çatık kaşları ve hafif üzgün bakan bir suratla masayı inceliyor, bir yandan da eliyle ufak daireler çiziyordu. Neden üzgündü acaba?

Helin'i dinleyip ufak bir yorum yaptıktan sonra kolumu dürten Bulut'a döndüm. Görkem masanın bir ucunda, Bulut masanın bir ucundaydı. Altı kişilik masada bekar olan tek ikilinin birbirinden kaçarcasına uzak olmaları üzücüydü ama bu detayı pek umursamadım.

"Bir şey mi oldu?" deyip gözleriyle masanın diğer tarafını gösterdi. Gösterdiği tarafta hala aynı şekilde duruyordu Görkem. Görkem'i pek sevmese de aralarındaki sorunları görmezden geliyordu Bulut.

"Hayır. Ama üzgün duruyor..." onun da benimle aynı şeyi düşündüğünü fark etmiştim. Ne kadar ona sormak istesem de hala Görkem'den çekindiğim için bunu biraz erteleme kararı aldım kendi kendime.

Herkes kahvesini yarılamıştı, muhabbet uzadıkça uzuyordu ama Görkem'den hala ses çıkmıyordu. Arada verdiği tek tepki arkadaşlarını dinleyip yalandan gülmek oluyordu. Onu çok tanımasam ve samimi olmasam da konuşkan biri olduğunu biliyordum.

"Görkem." dedim dayanamadığım için. Karşıdan tepki gelmeyince. "Görkem?" diye seslendim biraz daha yüksek tonda.

Kafasını kaldırdı, göz göze geldiğimizde "İyi misin?" diye sordum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 27, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

MAHMUT -gayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin