2. KISIM: 4. Bölüm

169 64 246
                                    

Üst güverteye çıkan merdivenlere geldiğim sırada kısa bir an durakladım. Yukarıdan gelen bağırma ve birbirine çarpan çelik seslerini duyduğumda içimi bir korku kapladı. Adımlarımı hızlandırarak merdivenleri ikişer ikişer çıktım. Yine saldırıya uğradığımızı düşünürken karşımda ki manzara çok farklıydı. 

Ali elinde ki arbalet ile çeşitli boyda ki fıçılar üzerinde duran hedefleri vurmaya çalışıyordu. Her isabetli atışında gemi mürettebatı yüksek ses ile onu övüyor ve alkışlıyordu. Gösteri izler gibiydiler. Kardeşimi daha önce herhangi bir silah kullanırken görmemiştim. Ama küçüklüğünden beri çok iyi sapan kullandığını biliyordum. Yine de dün gece o şeytanı alnının ortasından vurarak öldürdüğünde bu beni hayli şaşırtmıştı. Arbalet'i usta bir silahşor gibi tutuyor ve karşısında ki hedefleri tek tek indiriyordu.

Diğer yanda ise Yağmur elinde ki küçük bir kılıçla Vaha ile talim yapıyordu. İşte bu hiç beklemediğim bir şeydi. Kılıcı savururken acemi olsa da sıkı sıkı tutuyor ve Vaha'nın hamlelerini savuramaya çalışıyordu. O hamlelerden biri sert olunca Yağmur geriye doğru sendeledi ve yere kapaklandı. Buna rağmen öne doğru amatör bir savurma yapınca kılıcı elinden düştü. Vaha kılıcı Yağmur'un boynuna dayadığında, gözümün önüne harabede bana saldırması geldi. Panikle ona doğru bir adım atmıştım ki, Ateş'in sesi beni durdurdu.

"Yapma, kal ve izle." bir iki adım da yanıma gelmişti.

"İyi ama ona zarar verebilir." Yanlarına gitmek için hareket ettiğimde, kolumdan tutup beni durdurdu. "Kolumu bırak! Harabe de bana yatığını unuttun mu?"

"Unutmadım. Ama o zaman farklıydı. Sizin arkadaş sandığınız bir şeytanı yakalamaya çalışıyordu. Vaha görev adamıdır. Eğer orta da bir tehdit unsuru varsa bunu yok edene kadar durmaz. Zaman zaman kendi bildiğini okusa da ona güveniriz." Bakışları omuzumun üzerinden arkaya kaydı. "Bak." Başıyla baktığı yeri işaret ettiğinde arkamı döndüm. Vaha elini uzatmış arkadaşımın yerden kalmasına yardım ediyordu. Yağmur ayağa kalktığında elini omuzuna koyarak iyi olup olmadığını sordu. "Sorun yok" diye cevap verdiğinde gayet iyi görünüyordu. Başımı iki yana salladım. Ateş haklıydı, bu sadece bir talimdi. 

"Şüpheci olmanı anlıyorum ama bize biraz olsun güvenmeye çalış. Olaylar farklı gelişmiş olsa da şuana kadar sizi korumak dışında bir şey yapmadık."

"Ne yaşadığım ve ne hissettiğim hakkında hiçbir fikrin yok." dedim düz bir sesle.

"Bu senin içinde geçerli. Sende bizim neler yaşadığımızı bilmiyorsun." haklıydı. Bu yüzden ses çıkartmadım. Bir süre daha Yağmur ve Ali'nin silah talimini izledim. Kardeşim hızını alamamış olacak ki, vurduğu hedeflerin gurur sarhoşluğuyla gözlerinin bağlanmasını istedi. Süer elinde kırmızı bir parça kumaş ile onun yanına gitti ve gözlerini bağladı. Ali arbalet'i kaldırıp nişan aldığında birkaç saniye durdu ve yayı tetiklediğinde ilk hedefi ıskaladı. Etraftakilerden "ıska.." sesleri gelince, belinde asılı duran sadaktan bir ok daha alıp yerleştirdiğinde gözleri hala kapalıydı. Tekrar nişan aldığında, Sırat'ın kardeşimin yanı başına gittiğini gördüm.

"Odaklan Ali" dediğinde derin bir nefes aldı ve oku serbest bıraktı. Ok saplandığında güvertedekiler gülüşmeye başladı. Ali gözlerini açtığında okun hedefi değil, Katibin yaslandığı direklerden birini vurduğunu görünce hayal kırıklığı ile gülümsedi. Katip "sanırım artık hepimiz güvendeyiz" diye imalı bir gönderme yaptığında  gülüşmeler yerini kahkahaya bıraktı. Ben bile istemsizce güldüm.

"Güldüklerine bakma, onu seviyor ve saygı duyuyorlar. İlk defa eline aldığı bu eski silahla bir şeytan öldürdü. O doğuştan yetenekli. Yani gözleri açık olduğu sürece.." buna ikimizde içtenlikle güldük. Gülerken onu inceledim. Binlerce yıl yaşamış ölümsüz  bir cin olsa da sanki otuzların ortalarında genç bir adam gibi duruyordu. Uzun boylu, kaslı ve esmerdi. Çene hizasında ki koyu renk dalgalı saçları ve açık kahve göz rengiyle oldukça yakışıklıydı. Hatta yüzünde ki yara dahi bunu gizleyemiyordu. Cesur, fedakar ve tehlikeli. Bir kadın başka ne ister ki..

BU SADECE BAŞLANGIÇWhere stories live. Discover now