''Ama pek işe yaramadı galiba'' dedi Sevim.

''Evet . Malesef ki ablam çabuk vazgeçti oyundan'' dediğinde müdahale etme gereği duydum ve

''Malasef olur mu kızlar, iyiki vazgeçtim. Ben bu değilim ki. Ya onlar bana zarar verdi diye bende onlara büyük zararlar verseydim... Sonra bu vicdan azabıyla nasıl yaşardım bir fikriniz var mı acaba?'' Dedim.

''Aşk gözümü kör etti desene sen şuna kısaca'' diyen Merve'ye döndüm.

''Hayır Merve'cim. Aksine Erkan gözlerimin açılmasına yardım etti demek daha doğru olur'' diye cevap verdim.

''Geç sen onu Alya. Seni üzen bir erkeğin bıraktığı enkazı ,başka bir erkek topladı güya. Bakalım bu ne zaman yıkıp geçecek'' dedi gözlerini devirerek.

''Herkes aynı değildir Merve'cim''

''Bir kızın en çok güvendiği kişi babasıdır Alya. Benim babam bile annemi aldatmışken Erkan'a neden güveneyim söyler misin bana'' dediğinde içimin acıdığını hissettim. Benim babam ölmüştü evet, ama onu seviyordum. Gönlümüzde güzel bir taht kurarak gitmişti. Oysaki Merve... Babası yaşıyor ama ona rağmen hiç görüşmüyorlar. Aralarında hiç bir bağ yok adeta. Küçücük gözleriyle gördüğü o iğrenç sahneyi koca bir genç kız olduğunda bile unutamamış. Hoş nasıl unutulur ki...

''Ne diyebilirim ki Merve. Sende kendi pencerenden bakıldığında haklısın. Ama ben kötü biri değilim. Yapamadım...'' dediğimde sarıldı bana. Burnunu çekme sesini duyduğumda sessiz sessiz omzumda ağladığını anlamıştım.

''Biliyorum canım. Boşver sen beni. Bakma sözlerime. Sadece çok mutlu ol arkadaşım''

***

Bir süre daha dedikodu ederken çalan zil sesi ile birbirimize baktık. Herkes buradaydı. Erkan'da kız kıza olduğumuzu bildiği için bu saatte eve gelmezdi. Ben Ferit mi acaba diye korkmakla meşguldüm ki Gülay benden önce davranıp ayağa kalktı. Bizde kızlarla arkasından gittik ve hep birlikte kapıyı açtık. Ama gördüğümüz karşısında şaşkına döndük.

Tuhaf giyimli yaşlı bir kadın kapıda bekliyordu. Alt tarafında değişik desenleri olan siyah bir etek , üzerinde de yine siyah bir kazak vardı.. Omuzlarına parlament mavisi biz şal örtmüştü. Aynı renkte de bir eşarbı başına bağlamıştı. Alnının tam ortasında egzotik desenli bir dövme vardı. Kızlarla şaşkınlıkla birbirimize baktık önce. Kimse ne diyeceğini bilemiyor gibiydi. Ama ev sahibi olarak duruma el koymam gerekiyordu. Kızların bir adım önüne geçtim ve

''Buyur teyze, kime bakmıştın?'' Diye sordum . O ise kemikli ellerini havaya kaldırdı ve işaret parmağıyla beni göstererek

''Kaderiniiii okumaya geldiiiiiim'' dedi tok ve çatallı sesiyle. Nedense ağır çekime alınmış gibi yavaş yavaş konuşuyordu. Önce kızların bir şakası olduğunu düşündüm ama her birinin en az benim kadar şaşırdığını gördüğümde hemen bu fikrimden vazgeçtim. Daha sonra yaşlı teyzeye dönüp

''Yanlış geldin galiba teyze. Biz kimseyi beklemiyorduk'' dedim.

''Ben sana geldim zateeeen. Beni içeriiiii almayacak mısıııın?'' dedi yine tüylerimi dilen diken eden çatallı sesiyle. Ne yapacağımı bilemedim ama yinede yaşlı bir kadını kapıda bırakmak istemediğim için

''Gel tabi teyze,geç içeri'' dedim kapıdan geçmesi için çekilerek. Bizde kızlarla arkasından takip ettik ve salona geçip oturduk. Ortama bir süre ölüm sessizliği çöktü desem yeridir. Kimseden ses seda çıkmıyordu. Dahası kimse konuşmaya cesarette edemiyordu. Ne kadar süre susup oturduk bilmiyorum ama salonu teyzenin

''Eliniiii uzaaaattt'' diyen çatallı sesi doldurdu. Öyle bir sesi vardı ki itiraz etme hakkım yoktu sanki. İstemsizce uzattım elimi. Ve daha avcumu açar açmaz gözlerinin rengi siyaha döndü teyzenin. Bu durum her ne kadar beni korkutsa da yine de elimi geri çekecek cesareti bulamıyordum kendimde. Bir süre avcuma baktıktan sonra iyice siyaha dönen gözlerini gözlerimi dikti ve

''Kaderiniii görüyoruuummm...

Gökyüzünde dolunayıııınn tabak gibi asıldığı bir gecedeee,
Kaybedeceksiiiinnn yıllardır sakladığııın masumiyetiniii,
Ne kadar üzülsendee boşunaaa,
Döndüremeyeceksiiiiinn geçen zamanııı geriiii,
Ama her şey bitti diye üzülmeeee,
Çünkü değil hiç bir şey göründüğü gibiiii..''

Hepimiz şaşkınlıkla teyzeye bakarken ilk kendine gelen Gülay oldu ve

''Yeter bu kadar saçmalık. Çıkar mısınız lütfen dışarı? '' diye müdahale etti bu falcılık saçmalığına. Teyzenin gözleri yavaş yavaş normale dönerken ayağa kalktı ve

''Kaderdeeeenn kaçamassııınn güzel kızıııımmm'' dedi. Ve bizim korku dolu bakışlarımız arasında kapıyı çekip çıktı.

Avcuma bakakaldım ve az önce yaşananları düşündüm. Hayır kesinlikle fala inanacak değilim. Hatta inanmıyorum!

Sanırım şu saatten sonra aldığımız korku filmini izlemeye gerek yoktu. Kızların yüzünde zaten o dillendiremedikleri saf korkuyu görüyordum zaten...

Şah-Mat (TAMAMLANDI)Όπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα