BÖLÜM -7- ''Bir kez daha teşekkürler hayat!''

11.6K 498 48
                                    

(Multimedya da Ferit var arkadaşlar. Keyifli okumalar)

Saate baktığımda dersin başlamasına az bir zaman kadığını gördüm. Ezgi'ye kampüste olduğumu bildiren bir mesaj attım ve gelmesini beklemeye başladım. 5 dk ya geçti ya geçmedi ki Ezgi geldi. Ona kısa bir ''Günaydın''dedim ve beraber sınıfa doğru yola koyulduk. Bu kadarına bile dua etmeli bence. Şuan ona tripliyim ben!

Bendeki durgunluğun farkına varmış olacak ki ;

''Hayırdır Alya. Küsüz de benim mi haberim yok'' dedi. Yine sustum. Cidden şuan konuşmak istediğimi sanmıyorum.

''Dünyadan Alya'ya, dünyadan Alya'ya. Deneme 1-2, deneme 1-2. Ses geliyor mu Alya?'' Hah seni komik seni. Babanda mı komedyendi kızım senin! Pekala bayan astronot benden günah gitti!

''Ferit hocaya numaramı verirken aklında ne vardı Ezgi. Cidden ne düşündün o an ?''

''Yoksa aradı mı?'' Diye sordu gözlerini koca koca açarak.

''Evet aradı . Ve pek normal bir konuşma olduğunu söyleyemeyeceğim''

''Ödev için aramadı yani öyle mi?'' Kaşlarının havaya kalkışından aslında bunu zaten bildiğini farkettim. Tepkisi daha çok ağzımı arıyor gibiydi.

''Ödev için arasa bu kadar sinirlenmem herhalde değil mi ? Üstelik bana bir söyler misin lütfen, hocalar ne zamandan beri telefonla şahsa ait ödev veriyor?''

''YEESSS!'' diye çığlık atmasıyla birlikte kulaklarımı tıkadım. Bu kız sabah sabah çiğ yumurta mı içti yarabbim, bu ses nedir ya.

''Ezgi ne oluyorsun Allah aşkına. Farkında mısın bilmiyorum ama şuan sana sinirliyim. Bakıyorum da sen bu durumdan pek şikayetçi değil gibisin ?''

''Biliyordum kızım biliyordum. Ödevin bahane olduğunu biliyordum. Bak gördün mü onun için aramamış işte. Sen de zaten uykusuz kalmıyor muydun bu hoca için. Bence kızacağına elimi ayağımı öpmen lazım senin naber'' diyerek bir de yanağımdan makas almasın mı. Sülalesi rahat kızın ya...Tamam Alya sakin. Sabırlı kızsın sen sakin!

Kendimi sakinleştirme çabalarım eşliğinde sınıfa geldik. Dersimiz hocanın ders anlatma girişimlerine karşılık benim kafamı sıraya koyup uyuma etkinliğimle son buldu. Baya bildiğin uyudum yani. Allah'ım kendimi seviyorum..

''Kalk kalk geldik''diye dürtüklenerek uyandırıldım. Söylene söylene uykulu gözlerle Ezgi'ye baktığımda saçını başını yolmak istemedim desem yalan olur. Tabiki ben terbiyeli bir kızım ki öyle bir şey yapmadım ...

Sınıftan çıkıp kampüse geldiğimizde banka oturmak üzereydim ki bir el kolumu tuttu. Allah'ım bu sahne, bu el... Filmlerde çok geçiyordu öyle değilmi. Ne çok filmlere meraklıyım böyle. Okulu bırakıp artist mi olsam!

Tamam yine devreler yandı. Ama şuan gerçek olan bir şey varsa o da şuan kolumu tutan el. Yüzümdeki gülümsemeyle birlikte yavaş yavaş arkamı döndüm. Karşımda Ferit hocayı bulacağıma o kafar emindim ki.. ama karşıma çıka çıka bir adet yılışık Erkan çıktı. Adaletin bu mu dünya!

''Yine ne var Erkan?''

''Alya naber?''

''Yine ne var Erkan!''

''Hayırdır selam sabahta mı almıyorsun artık?''

''Erkan ne söyleyeceksen söylede git artık bıkmadın mı iki senedir her Allah'ın günü rahatsız etmekten''

''Ben seni rahatsız mı ediyorum Alya''

''Her yanıma geldiğinde kaçmaya çalışmamdan yeterince anlaşılmıyor mu yoksa ?'' Kolumu tekrar tuttu ve canımı acıtacak kadar sıkmaya başladı.

''Ne istiyorsun artık ne? Başkası mı var? Kim var söyle bana? O yüzden mi benden iki yıldır uzak duruyorsun? Daha ne yapayım ha daha ne yapayım?'' Resmen bağırırken yüzüme tükürükler saçıyordu. Gözlerimde biriken yaşları dökmemek için büyük çaba harcıyordum. Gerçekten canım acıyordu. Kolumu kurtarmaya çalıştım daha çok sıktı...

''Seviyorum diyorum nesini anlamıyorsun? Hep iyi davrandım diye mi bu havalar? İster seve seve ister zorla. Ama bana bir gün evet diyeceksin Alya''

Tekrar kolumu kurtarmaya çalışıyordum ki nasıl olup bittiğini bile anlamadan Erkan'ın üzerimden çekilmesi ve yüzüne yediği bir yumrukla yere serilmesi bir oldu...

Kafamı yumruk atana çevirdiğimde ise işte bu sahnenin tam türk filmlerinden fırlama olduğunu kabul etmek zorunda kaldım.

''Ferit hocam!''

Yerden Erkan burnunu tutarak kalktı. Ve bana doğru işaret parmağını sallayarak

''bu iş burada bitmedi'' dedi. Zaten her şey normaldi de bir tek bizim yılışık Erkan'ın psikopat Erkan'a dönüşmesi eksikti sanki. Bir kez daha teşekkürler hayat!!

Ama arkamı döndüğümdeyse Erkan'ın tavrından daha şaşırtıcı bir durumla karşılaştım. Ezgi neden bana öyle bakıyor?

Sanki öfke ve kıskançlık dolu bakışlardı bunlar. Ama daha da önemlisi sanki acı çekermiş gibi...

Şah-Mat (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now