27.Bölüm - 'KANUN' YERİNE GELDİ

71 4 0
                                    

''KANUN'' YERİNE GELDİ!

Bağdat Caddesi. Yazın ilk günlerinde gibi cıvıl cıvıl. Üzerinde çok büyük sorumluluk taşıyordu, elleri cebindeydi.

Kaldırımları hızlı adımlarla arşınlarken, o kadar kendinden emindi ki! Kalabalıkları bazen elleriyle ayırarak geçiyor, karizmasıyla hiç kimsenin tepkisini almıyordu. Üzerine bütünüyle oturan mavi kot pantolonunun üstüne, siyah keten gömleğini giymişti. Esmer, uzun boylu, yakışıklı adam gözlerine yüzünü kaplayan polis gözlüğünü takmıştı. Gözleriyle insanları inceliyordu yürürken, ama caddede onun bakışlarına maruz kalan hiç kimse bunu fark etmemişti.

Yakışıklı adamın telefonu çaldı, gayet yavaş hareketlerle telefonu cebinden çıkarıp gözlüğünü başına taktı ve konuşmaya başladı.

Yanık tenli bu adam, kaldırımda ağır adımlarla yürürken bazı kızların dikkatini çekiyordu. Tek eli cebinde, telefonla konuşmaya devam etti. Telefon görüşmesi yaklaşık beş dakika sürdü. Büyük bir binanın önünde durdu nihayet,

-Sonunda geldim, dedi.

Apartmana girdiğinde asansör onu bekliyor gibiydi. Telefonda görüştüğü kişinin bahsettiği büro burasıydı. Eli kararlı bir şekilde zile doğru uzandı. Kapının ardından bir ses yükseldi.''Kimsiniz?''

-Merhaba, ben Fatih Batuhan, Kemal Cengiz tarafından gönderildim. Korkut Öktem'le görüşmek istiyorum.

Çok geçmeden kapı açıldı. Kapının ardındaki kişi sekreterdi. Fatih'in yüzüne garip garip baktıktan sonra;

-Randevunuz var mı? Diye sordu.

-Evet, hanımefendi Kemal Cengiz diyorum, duymadınız mı?

Sekreter, bu kadar yakışıklı ve kibar görünüşlü birinden böylesine bir cümle duyacağını hiç tahmin edememişti, söylene söylene patronunun odasına doğru yürüdü. Kapıyı vurarak içeriye girdi ve başıyla ''Tamam''işaretiyle birlikte, eliyle Fatih'e ''Buyurun'',dedi.

Fatih, içeriye girdi. Karşısındaki adam bembeyaz saçları olan, tonton birisiydi. Fatih'i görür görmez ayağa kalkıp, elini uzattı;

-Fatih bey?

-Evet, Korkut Bey ben Fatih. Elini uzattı.

Tokalaştıktan sonra, karşılıklı oturdular. Fatih, Korkut beyin odasına göz gezdirmişti çaktırmadan. Çok özenli mobilya seçimleri vardı her yerde. Aynı zamanda içeriye çok hoş bir koku hâkimdi. Karşısındaki adam, anladığına göre çok güler yüzlü biri olmalıydı. Çünkü onu görür görmez yüzünde bir aydınlık belirdi, herkese karşı aynı olmalı diye düşünüyordu. Fazla uzatmak istemiyordu, bugün çok önemli bir randevusu vardı çünkü.

-Kemal ağabey, sizin bana yardımcı olabileceğinizi söyledi.

Korkut bey, gözlerini Fatih'e kilitlemişti. Deneyimli gözleri bu çocuğun Kemal için her şey yapabileceğini anlamıştı. Yüz hatlarından inanılmaz güçlü bir karaktere sahip olduğunu, efendi biri olduğunu çıkardı. Senelerdir milyonlarca insanla karşılaşmış bu deneyimli gözler, insan sarraflığı yaparken Kemal'in bu adama niye bu kadar güvendiğini daha iyi anlıyordu. Kemal çok çıkarcı bir adamdı.

-Evet, çocuğum, nedense Kemal sana çok güveniyor! Onun bu güvenini sarsmazsın inşallah!

-Korkut bey, ben Kemal ağabeyle çocukluğumdan beri beraberim. O benim babam gibidir. Ona ''baba'' diyemem sadece.

-Seni biliyorum Fatih, biz seninle daha önce tanıştık, sen çok küçüktün tabii ki, ama Kemal bir konuşmamızda senden bahsetmişti. Uzun zaman geçti, şimdi hatırladım. Sen, bir av partisinde babası vurulan çocuksun değil mi?

KarabatakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin