13.Bölüm

80 5 0
                                    

Gözlerim öyle açıldı ki, sanki hayata yeniden doğmuştum. Yatağın içinde bir sağa bir sola dönüp kızlara bakındım. Maalesef her ikisi de ortalıklarda yoklardı yine. Offf diyerek bir çırpıda ayağa kalkıp, odanın karşısındaki mutfağa daldım. Evet, mutfakta oturuyorlardı. Kapıda belirir belirmez ikisi de;

-Günaydııııın... Dedi.

-Günaydın. Saat kaç?

-Saat daha erken, gel kahvaltı yapalım.

-Yok, ben hemen bir duş alayım da, ondan sonra...

-Tamam, haydi seni bekliyoruz.

Banyoya girip, kendimi duşun altına attım. Sadece su akıyordu, ben de altında bekliyordum. Bütün bedenim ıslandı, bütün bedenimden sular sızıyordu. Avuçlarımı açtım, su biraz da avuçlarımın içine doldu. Avucumun içindeki suyu ani bir hareketle yüzüme çarptım. Bütün sinirim ve stresim bu suyla birlikte akıp gitsin... Suyla akıp gitsin... Bu alsın tüm dertlerimi ve gitsin. Diye sayıkladım durdum öylece. Yarım saat sonra kendimi daha iyi hissetmeye başlamıştım. Kapalı olan gözlerimi açtım ve musluğu kapadım. Burnumun ucundan damlayan suyu dudağımla üfleyerek, yere damlamasını sağladım. Çok iyiyim şimdi, bir çeşit meditasyon yaptım sanırım. Daha güçlüyüm, kimse beni üzemez artık ve hiç kimse yoluma çıkamaz.

Banyonun içine ayağımı bastığımda soğuk havayı teneffüs ettim, çabucak üzerimi giyinip dışarıya çıktım. Kızlar bıraktığım yerdeydi hala. Aylin gazete okuyordu, Esma'da kendine çay dolduruyordu. Beni görünce;

-Sana da çay dolduruyorum, dedi.

-Doldur tabi ki, benim senden ne eksiğim var ki, dedim.

Aylin'in okuduğu gazetenin iç sayfasını kendime aldım, önümdeki tabakta neler yoktu ki... Siyah ve yeşil zeytin, kaşar peyniri, beyaz peynir, domates, salatalık, sosis kızartması ve yumurta mükemmel kahvaltıdır. Aylin gazetesini aşırdığım için gülümseyerek bana bakmıştı;

-Ne o,bu sabah daha iyi görünüyorsun?

-Evet, kimse bana dokunmasın, kendimi çok iyi hissediyorum tamam mı?

Esma ve Aylin bu sözlerim karşısında çok sevinmişti. Artık bariz bir gülümseme belirdi üçümüzün de yüzünde, neşeyle kahvaltımızı yaptık.

Kahvaltımız bittikten sonra, son kez yapılacak şeyler konuşuldu. Binanın krokisi tekrar gözden geçirildi. Eldiven, maske ve maymuncuk hazırlandı. Birbirimizin omuzlarına ellerimizi koyarak;

-Ne olursa olsun, hep beraber. Sonuna kadar. Yeminini ettik.

İçimde hiçbir korku kırıntısı yok, son saatlerde kendime güvenim geldi sanırım. O kadar güçlüydüm ki, arabayı ben kullanacağım dedim. Hiç kimse de bana ses çıkarmadı, müziğin sesini de açıp son hızla Beşiktaş'a gazladım.

KarabatakWhere stories live. Discover now