22. DUDAK OYUNU

4.4K 212 4
                                    

ÖNCEKİ BÖLÜMDEN HATIRLATMA



'' Poyraz saçmalama lütfen. ''


'' Bak... Hazan alış tamam mı ? Bu ruha bu davranışlara alış.. .Çünkü bunu bana yapan sensin. Senin davranışların, senin gözlerin, dudakların, kaşın, gözün, kipriğin bile.. Sensin. Sana ait olan her şey bunu bana yapan.. Her şeyin beni değiştiiriyor ve ben değişmek istemiyorum.. Benim umursamaz yanım senin tanışmayan yanım. Benim güçlü yanım senin daha önce görmediğin yanım.. Eski Poyraz'a hoşgeldin de Hazan. ''


Poyraz konuştukça ben batıyordum yerin dibine sanki.. Cevap veremiyordum artık. 


'' İstemiyorum,, anlamıyorum,,, Değişme '' dedim kısık seslerle. Poyraz bileğimden tuttu ve beni arabaya bindirdi daha sonra o da bindi arabaya. Bana döndü ve kemerimi bağladı. Ben zihnimdeki kelimelerle boğuşurken o yönetiyordu beni sanki.. Beynim ele geçirmesine izin vermiştim.. .


'' Alış güzelim '' diyordu arabayı çalıştırırken.. '' Alış.. Güzelim. Alışacaksın çünkü.. '' Gözlerim istemsizce kapanırken son kez Poyraz'ın çatık kaşlı kusursuz yüzüne baktım.. Benim tanıdığım Poyraz'dan benim Poyraz'ımdan bir şeyler aradım ama yoktu.. Şimdi uyusam ve yarın hiç uyanmasam dedim içimden.. Ya da uyandığımda kendi Poyraz'ıma rastlasam karşımda.. Derken yavaş yavaş derinden gelen uyku seline kaptırdım kendimi.. O kusursuz yüzünü izlerken.. 


................................._____________..............................


2. GÜN 


HAZAN KARASU


Sabah uyandığımda kendimi hakimiyetin siyahın üzerinde olan odanın içinde bulunca şaşırdım. Gözlerimi tamamiyle açtığımda odadanın hiçte yabancı olmadığını anladım. Evet. Tanıdıktı bu oda. Poyraz'ın odasında hatta Poyraz'ın yatağında yatıyordum şuan ! Ama bunlardan önce dikkatimi çeken ve beni dehşete düşüren başka bir şey vardı. İki kol beni sıkı sıkı sarmalamış ve sıkı sıkı tutuyordu. Bunu farkedipte başımı arkama doğru çevirmem bir oldu. 


'' Poyraz ! '' dedim biranda. Kafasını boyun girintime gömmüş yavaş yavaş nefes alırken sıcak nefesi ürpertmişti. Nasıl yanıma yatıp bana sarılmaya cürret ederdi. Kollarından kurtulmayı başarırsam hesabını sorabilirdim ama öyle sıkı sarılmıştı ki hareket bile edemiyordum.  Sertçe debelendiğimden olsa gerek başını boynumdan kaldırdı ve kısık gözleriyle bana baktı. Dudağı hafif kıvrılmıştı. 


'' Ne oluyo be '' Bunu o kadar komik ve çocuksu söylemişti ki az daha gülmeye başlayacaktım. Gülmemek için dudağımı sımsıkı bastırdım ve kollarımı göğsüne koyarak hafifçe ittirdim. Etkilenmiyordu tabi. Kafasını tekrardan boyun girintime koydu. Hayır anlamıyorum. Bana yanlışlıkla sarılmış olabilirdi. Ama neden bunu gördüğünde tekrardan sarıldı. Hemen geri çekilmesi lazımdı değil mi ? İşte bu adam tam tersini yapıyor aksine bana daha da sıkı sarılıyordu.


'' Poyraz ne yaptığını sanıyo— aa.. ! '' Lafımı tamamlayamadan sustum. Çünkü hareket ettirmeye çalıştığım ayağım tutulmuştu. Poyraz'ın tek eli biranda ayağıma gitti ve uyuklar halde - başı hala boynumda- ayağımı ovalamaya başladı. Tutulan ayağım gitgide gevşerken ayağıma baktım. Poyraz'ın iki bacağının arasında sıkışmışlardı. Allah'ım yarabbim kabus mu bu ? 

HAZAN VAKTİ - ZEMHERİ -TAMAMLANDI-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin