" Galiba iyi bir şey söyledin." dedi o da gülerek.Bahçe kapısından içeri girdiğimizde elimizi ayırdı.

" Ben çalışma odama gidiyorum,sende üzülme artık bakayım." dediğinde gülümseyerek kafamı salladım.
Göz kırpıp merdivenlere yöneldi.

Ben de Zafer ve Recep abiyi bulmak için salona doğru ilerledim. İkiliyi salonda otururlarken gördüğümde yanlarına gittim ve boş bir koltuğa oturdum. Recep abi biraz daha sakinleşmiş gibi gözüküyordu.

" Şahin'e aşuğum diyi bide." Recep abi kendi kendine homurdanırken sıkıntıyla bir nefes verdim.
" Erkek erkeğe nasul aşuk olur  uşağum? "

" Recep abi." dedim yumuşak bir sesle.Oturduğum koltuktan kalkıp yanına gittim.
" Olur abi,yönelimi öyle çünkü.Bu onun elinde olan bir şey değil ki.Bunu Tekin seçmedi,böyle olmayı o seçmedi.Kaldı ki böyle olmak ne utanılacak bir şey, ne de saklanılacak bir şey."

Recep abi kafası karışmış gibi yüzüme baktığında gülümsedim.
" Senin için anlaması ve alışması çok zor bir durum abi biliyorum.En azından oğluna karşı biraz anlayışlı davransan,şu sert kabuğunu bir an olsun kırıp yanında olsan?"

Recep abi kafasını yana çevirdiğinde kafasında bunu düşündüğünü anlamıştım.

" Ben boyle bir şeyi kabul edemem uşağum!" dedi sert bir tonda.
" Tekin diye bir uşağum yoktur artuk benum!"

Son çare olarak aklıma gelen şeyi yapmak için suratıma sinirli bir ifade yerleştirdim.
" İyi peki,Bundan sonra Batı diye bir oğlun da yok o zaman!"

Sinirle ayağa kalktığımda Recep abi şaşkınca kafasını kaldırıp yüzüme baktı. " Bati uşağum?"

" Ben gayim Recep abi." dedim bodoslama dediğimiz bir tabirle konuşarak.
" Yani senin anlayacağın erkeklerden hoşlanıyorum,kadınlar ilgimi çekmiyor."

Recep abi donmuş bir yüzle bana bakarken devam ettim.
" Bu sebeple benden de nefret edebilirsin.Hatta istersen kalk yüzüme tükür,bağır çağır senin gibi bir oğlum yok de. Ama gerçek bu ve bu değiştirilemez."

Recep abi şaşkınca ağır ağır oturduğu yerden kalkıp önümde durdu.

" Artırıyorum Recep abi." dedim tam gözlerinin içine bakarak.
" Şahin'le biz beraberiz,sevgiliyiz yani."

Recep abi işaret parmağını bana doğru doğrulttu. Bir şey söylemek ister gibi ağzını açtı fakat dudaklarından tek bir harf çıkmadan geri kapandı. Ellerini yumruk yapıp arkasını döndü ve yaşının getirmiş olduğu yavaşlıkla ağır ağır arka bahçeye açılan kapıya doğru gitti.

Üzerimden büyük bir yük kalkmış gibi hissederken kendimi koltuğa attım.

Zafer'de yanıma oturduğunda gözlerim ona kaydı.
" Ne gündü be." dedi omuzlarını düşürürken.
" Lan oğlum şimdiyi mi buldun sende bunu söyleyecek! "

" Plandı sadece aslında." dedim oturduğum koltukta daha da yayılarak.
" Şimdi Recep abi bunu düşünecek,sorgulayacak.Belki de sonrasında kabullenecek ve hak verecek."

Zafer de yorgunca kafasını geriye atarak koltuğun başlığına yasladı.
" Mantıklı.Umarım öyle olur."

" Hem bunu söylemeyi düşünüyorduk zaten,ne kadar saklayabilirdik aynı evde.Aradan çıktı."

İstemeden gülesim geldiğinde Zafer de gülümsedi.

" Harbi erkek erkeğe nasıl olabiliyor lan?" Zafer'in meraklı sesine karşı gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım.Zafer heteroydu,bizim gibi değildi.Yinede bunu böyle sorması komiğime gitmişti.

PALYAÇO  [GAY] Where stories live. Discover now