Söz

220 10 3
                                    

Yağmur sonrası güneş açmış dışarda kuşlar cıvıldarken ruhumda cenaze töreni düzenleniyordu.

Her yer gri ve soğuktu.

Başka hiçbir renk gözüme ilişmiyor grinin ortasında siyah bir nokta olarak oturuyordum.

Yatağa uzanıp yorganı kafama kadar çektim.

Marco peşimden gelip yanıma oturdu.

Yorganı açmak istese de izin vermedim. Ilk defa ona bu kadar kırgın hissediyordum.

"Perla'm bana bakar mısın? Bir şey mi oldu?"

Cevap vermedim. Cevap vermek istemiyordum.

"Perla anlatmasan bile gider her şeyi öğrenirim. Şimdi bana anlat ne oldu? Neyin var? Bak beni endişelendiriyorsun"

Yorganı üstümden çekip yüzüme baktı.

Usulca yüzüme dökülen saçlarımı kenara çekip uzun uzun yüzümü inceledi.

Ağlamaktan kıpkırmızı olmuş şişmiş gözlerim, kuruyup çatlamış dudaklarım, boynumdaki izler...

Yanağımı okşadığımda istemsizce gözlerimi kapattım.

"Anlatmak istemiyorum Marco. Lutfen zorlama"

Elini geri çekip alnıma koydu.

"Ateşin var perla. Duşa girmek ister misin?"

Kafamı olumsuz anlamda sallayıp yatmaya devam ettim.

Yanıma uzanıp başını sırtıma dayamış kolları bedenimi sarıp sarmalamıştı.

Deli gibi merak ettiğinin farkındaydım. Ama üstelememesi, zor kullanmaması hoşuma gitmişti nedensizce.

Teninin sıcaklığı tüm bedenimi ele geçirirken biraz olsun uyumak için gözlerimi uykuya kapattım.

...

"Bir hafta ara vermeliyiz polo. Perla çok hasta. Dün gece neler olmuş anlatmıyor ama durumu kötü. Onu yalnız bırakamam"

Gözlerimi yavaşca aralarken Marconun poloyla olan konusmalarına kulak kabarttım.

"Dünkü toplantı sonrası kutlamaya gitmeyelim demiştim. Tutturdunuz bir kutlama diye. Perlaya bir şey olursa hepinizi mahvederim bunu da aklının bir köşesine yaz kardeşim"

Uzun uzun poloyu dinlemiş sinirle nefesini vermişti.

"Bul onu Polo. Bu durum iyice canımı sıkmaya başladı. Elini kolunu sallayarak geziyor etrafta. Hangi deliğe girdiyse bul. Ben bulmaya kalkarsam hiç iyi olmayacak"

"Tamam söylerim. Kapatıyorum şimdi"

Telefonu kapatıp komodine bırakmış ve kolları tekrar bedenimi sarmıştı.

Dün gerçekten toplantıda mıymış yani? Içimden kendi kendime güldüm.

Toplantısı batsın.

Asıl aklımı kurcalayan poloyla birlikte kimi arıyorlardı? Ellayı mı?

Atlasın tekme atmasıyla acıyla inledim.

"Iyi misin?"

Endişeyle elimin üstüne koymuştu elini.

"Iyiyim. Gördüğün gibi. Çok iyiyim bir baksana"

Gözlerimi devirip elini elimin üstünden ittim.

"Yapma böyle perla. Anlat bana. Anlat güzelim her şeyi"

Ona her şeyi anlatıp anlatmama konusunda hala kararsızdım.

Ispanya Where stories live. Discover now