32

16.4K 766 113
                                    

Merhaba,

bugün benim doğum günüm!

eğer yetişirse hediye bi bölüm olacak ajdnnd
yani mini bir bölüm.
iyi okumalar 🥺

El ele yürürken sürekli sırıtarak ellerimize bakmaktan geri kalmamıştım. Bu hareketime Bedo'm sürekli gülmüş ve elimin üzerine bir kaç öpücük kondurmuştu. Şimdi ise kendimizi açık bulduğumuz bir kafeye atmış , kahve içiyorduk.

"Ben şimdi hoşuna gitme konusunda ne kadar seviye atladım?" masaya kollarımı dayayıp biraz öne doğru eğildim.

"Nasıl tarif edeyim bunu güzelim ya?Çok hoşuma gidiyorsun." benim gibi masada biraz öne eğildi. "Bayılıyorum sana, fazlasıyla."

"Yanmışsın sen haberin olsun." dediğimde yanağımdan makas alıp geriye yaslandı. Elinde ki kahve bardağını dudaklarına bir kaç kere götürüp tekrar masaya koydu.

"Beraber yanıyoruz problem yok." Rahat tavrı benimde gerilmeme engel oluyordu. Aylardır yürüdüğüm adamla ciddi bir yola çıkmışken ister istemez bi gerginliğim olacak gibiydi.

"Senin uçağın ne zaman?" sorusunun cevabını bir süre hatırlamaya çalıştım.

"Öğlen üçte. Normalde akşama almıştım ama malum yanlış havaalanı olunca iptal edip tekrar aldım." Saf gibi aynı saate aldığıma sevinip hayal kırıklığına uğramıştım ama bunu bilmesine kesinlikle gerek yoktu. Daha fazla rezil olmasam daha iyi olur.

"Teşekkür ederim bu arada. Böyle bir şey yapman beni şaşırtıcı derecede mutlu etti. Senin için olan değerimi gördükçe sana olan saygım da artıyor." gülümsemekten başka bir şey yapamadım. Duygularının olumlu oluşu bende artık mutluluktan ağlama isteği oluşturuyordu.

"Ben teşekkür ederim. Sende ki yerimin buralara kadar gelmesi içimi kıpır kıpır ediyor. Hatta artık duygu patlaması yaşayıp ağlayacak gibiyim." dediğim de ikimizde sadece gülmüş ve birbirimize bakmaktan geri durmamıştık.

"Mutluluktan da olsa ağlama lütfen. Bugün acıyla ağladığında elim ayağım birbirine girdi ne yapacağımı bilemedim. Bir şey demek istiyorum toparlayamıyorum. Çok berbattı." masanın üzerinde ki eline uzandığımda, hemen ellerinin arasına aldı. Elim yine minicik kalırken dudaklarım büzülmüştü.

"Öpünce geçti bak. Ağlarsam felan öp susarım ben. Şimdi bi ağlayayım mesela deneyelim olur mu?" muzipçe bir teklif yaptığımda üzerine hafiften çöken kasvet dağılmış gülüyordu.

"Ağlamasan da öperim. Alışacak gibiyim." Cümlesiyle birlikte elimle gel gel yapıp bana yaklaşmasını sağladığımda dudaklarına hızlı ve minik bir öpücük kondurup geri çekildiğimde seslice bir ohladım.

"Ben ilk saniyeden alıştım. Ay ben şimdi öpesim geldiğinde rahatça öpeceğim!" İkimizde bu hareketime gülerken yerimden kalkıp yanına adımladım. "Yanına oturayımda kafama estikçe öperim. Çok uzak kaldık."

Yanında ki sandalyeye oturduğumda beni kendime yaklaştırmış ardından da kolunu omzumdan geçirmişti. Eli omzumu okşarken ben boynuna doğru sokulmuş kokusuyla fazlasıyla mest oluyordum. Başımı hafifçe kaldırıp yüzüne baktığımda o da başını eğip bana bakmıştı. Çenesine minik bir öpücük bıraktım.

"Sakallarım batıyor mu?" yüzlerimizim yakınlığından dolayı kısık bir tonda konuşmuştu.

"Batması hoşuma gidiyor." Bir elimi yüzüne çıkardığımda yanağını hafifçe sevmeye başladım. "Kesme sakın."

"Benimle ilgili hoşuna gitmeyen bir şey var mı?" sorusu biraz merak içerse de daha çok dalga geçer gibiydi.

"Var. Çok yakışıklısın bu çok canımı sıkıyor." büzülen dudaklarımla alttan alttan yüzüne bakmaya devam ettiğimde ciddi bir şekilde cevap vermemi beklemiyor gibi önce şaşırdı. Sonra gülmeye başladı. Öyle ki başım omzundan düşecek gibiydi.

Sonra gözleri gözlerimle tekrar buluş yüzü yüzüme tekrar yaklaşmıştı. Gülüşü arasında derin bir iç çekip alnıma minik bir öpücük bıraktı.

"Sen de çok güzelsin bence ödeşmiş sayılırız." dediğinde dudaklarım düz haline döndü. "Fena yapıyorsun adamı."

"Nasıl fena yapıyorum?"

"Nasıl?Şöyle-" burunlarımız birbirine değdiğinde aramızda ki mesafe yok denecek kadar azaldı.Nefesi yüzüme vuruyordu. "Seninleyken, ben hep bu mesafenin tutkusundayım.Bir adım ötesinin güzelliğinden deli olurken olduğum yerin havası da cennetin muadili. Ben hep buralarda belki bir mesafe arkanda ama hep çevrende olmak istemeye başladım. O kadar fena bir şey ki,"

Bir eliyle yüzümü sevmeye başladığında ikimizde de minik bir tebessüm vardı. Saçlarımı kulağımın arkasına tekrar sıkıştırdı. Gözleri değdiği heryeri yakıyor, içimde ki kelebeklerin sayısını olabildiğince arttırıyordu.

Dudaklarımızı birleştirdiğinde derin ve uzun bir öpücük bıraktı. Sonra minik bir tane daha.

"Anında bağlıyorsun adamı kendine." dediğinde dudaklarımdan minik bir kıkırtı kaçarken iyice sırnaşmıştım.

"Şikayetçi gibi durmuyorsun." dediğimde bir kez daha öptü.

"Şükrederim."

Bölüm Sonu.
Normalde tabii ki bu kadar olmayacaktı ama dediğim gibi mini bir bölüm yazmak istedim. 🤍

Voleybolcu | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin