Evet beni istemişti vermemiştin.

" Hele bir iyileşeyim, bir toparlayayım hepsine tek tek elimi öptürüp sonra da kurşuna dizmezsem bana da Şahin Bozdağ demesinler..."

" İnşallah patron, hep beraber. "

" Tövbe tövbe." İçimden söylediğimi zannettiğim şeyi sesli bir şekilde dışa vurmuştum. Şahin'in tam olmasa da sözlerimden sonra başı hafif arkaya dönmüştü. Zafer ise dikiz aynasından bana bakıyordu.

" Yani inşallah iyileşirsin tabi patron, kurşuna dizmek falan dedin ya ona dedim tövbe diye." dedim, ikisinin  bakışları yüzünden açıklama yapmak zorunda hissetmiştim.

İkisi de sessiz kalınca bende sessizce ofladım.

°°°°

Eve geldiğimizde Şahin bizimkilerin geçmiş olsun dileklerinden sonra direkt odasına çıkmıştı.

Bu arada eve yeni bir aşçı ve yardımcısının geldiğini öğrenmiştim ama henüz görmemiştim. Kız mı yoksa erkek mi olduklarını bilmiyordum. Bugün izinli olduklarını ve işe yarın başlayacaklarını söylemişlerdi.

Tekin ile o olaydan sonra hiç konuşmamıştım.Beni görmezden geliyordu bu yüzden bende onun yanına gitmiyordum. Keyfi bilirdi.

Dışarıdan söylenen yemekleri mutfağa taşıyorduk. Şahin dünden beri doğru düzgün bir şey yememişti. Bu yüzden doyurucu güzel yemekler sipariş etmiştim. Fakat o sadece çorba yiyeceğini iştahının olmadığını söylemişti. Ayrıca şuan da yemek yemesi ve ilaçlarını içmesi gerekiyordu.

" Zafer ben patrona yemeğini götüreyim sizde bizim masayı kurun olur mu?" 

Yan bir şekilde Zafer'e bakıp bir kaseye yayla çorbası koydum.

" Hallederiz biz burayı, git sen"

Yanına bir ekmekle bir bardak da su koyup hepsini tepsiye koydum. İlaç poşetini de tepsiye koyduğumda hazırdı.

Tepsiyi elime aldığımda " Tabi götür sen götür, bekletme sevgilini" dedi Tekin mutfağa girerken. Alayla söylediği şeye karşı bakışlarım ona döndü.

" Ama pardon, o bunu hatırlamıyor bile değil mi?"

" Neden böyle yapıyorsun Tekin?" diye sordum son derece rahatsız çıkan sesimle.
" Neden bu kadar rahatsız oldun sevgili olmamızdan?"

Cevabı biliyordum aslında. Herkes biliyordu.

Zafer sözlerimle bana hak verirmiş gibi bir yüz ifadesi takınıp Tekin'e döndü.

Ama Tekin bir cevap vermeyip masayı kuranlara yardım etmeye başladı.

" Ben cevabını biliyorum zaten, sen açıklama zahmetine girme." dedim mutfakta bizimkilerin olduğunu umursamadan. Tekin öfkeyle kafasını kaldırırken ben elimdeki tepsiyle çoktan mutfaktan çıkmıştım.

En üst kata çıkıp Şahin'in odasının önüne geldiğimde elimdeki tepsiyi tek kolumla tutarak kapıyı çaldım.

" Gir"

Yavaşça kapıyı ittirip odaya girdiğimde yatağında oturan ve üst tarafı çıplak olan Şahin görüş alanıma girdi. Altında siyah eşofmanı varken vücudundaki sargı bezini çözüyordu.

" Patron ne yapıyorsun? Dikişlerin açılacak zorlamasana kendini."

Elimdeki tepsiyle yanına giderken panikle konuştum.Niye kendine hiç dikkat etmiyordu bu adam?

Bana bakmadan sargı bezini tamamen vücudundan çıkardı ve ayağının dibine attı. Sırtındaki ve göğsündeki yarasını görünce kendi vücudumdaymış gibi aynı yerlerim sızladı. Dağınık saçlarından fırlayan birkaç tutam gözüne geldiği için bir kafa hareketiyle geriye attı ama aynı saniyede tekrar gözüne düştü.

PALYAÇO  [GAY] Where stories live. Discover now