33 - Son Bir Şans

37 4 0
                                    


3 Yıl Sonra


  ''Neden onu durduruyoruz ki? Bırakalım istediğini yapsın. Hepimiz onun nasıl birisi olduğunu ve asıl amacının kötü bir şey olmadığını biliyoruz.''

  Atilla Kazanova, Han Seishin'in bu sorusuna cevap vermek için bir süre bekledi. Sigarasından son nefesini de çekti ve uzaklara daldı. 

  ''İşimi riske bırakamam.'' dedi Han'a Atilla. ''Dünyanın bilmediğim bir yerinde korumam gereken bir eşim ve bir çocuğum var. Kehanetin bize gösterdiği kişiyi bulup getireceğiz. Ardından da Arya Heyamola, o kişi tarafından öldürülecek.''


=====


Günümüz



  ''Sizce Red nerededir?'' diye sordu Arya. Atının üstünde şimdiden rahatsız olmaya başlamıştı.

  Kazanova, ''Buluşma noktamız olan kasabaya gelince neler döndüğünü anlayacaktır.'' diye cevapladı. ''Bizimle aynı şekilde düşünecek ve görevimize devam ettiğimizi varsayarak daha önceden çizilen rotaya göre hareket edecek.''

  Arthur, ''Red bize sandığımızdan daha yakın olabilir.'' dedi. ''Onun uyku problemleri bizimkine göre bir hayli az. Kurduğumuz kamplar için verdiğimiz beşer saat, aramızdaki farkı kapatması için yeterli bir süre olmalı.''

  Tina, önce elinde bir o yana bir bu yana sallanan eski püskü haritaya, ardından da diğer elindeki büyülü pusulaya baktı. Ardından da iç geçirdi. 

  ''Lanet olası büyülü pusula çalışmıyor.''

  Howl kaşlarını çattı. ''Emin misin? Büyülü pusulalara çok güvenirim.'' 

  Tina ona ters bir bakış attı. ''Bu şey, büyülü bile değil. Normal pusulalardan hiçbir farkı yok.''

  Arthur sohbete dahil oldu. ''Katılmıyorum. Bu şey, kesinlikle büyülü.''

  Howl da başını yukarı aşağı salladı. ''Kesinlikle.''

  Tina homurdandı. Ardından önce eski püskü haritaya, sonra da birkaç dakika önce görmeye başladıkları, karşılarında yükselen devasa dağlara baktı. 

  ''Pekala,'' dedi Tina. ''Mantık olarak Avusturya'yı çoktan geçmiş olmalıyız. Yani bu dağların Alpler olduğunu söylemek yanlış olmaz.''

  Arya, hayatı boyunca bu kadar görkemli bir görüntüyü hiç görmemişti. 



  Gerçekten de Alplere varmışlardı. Zor ve uzun bir yolculuk olmuştu ama, en sonunda hedeflerine ulaşmışlardı. 

  Arya atının üstünde hafifçe kıpırdandı. Aslında ilk planları, rotaları üzerindeki son kasabada atları bırakıp yolun geri kalanında yürümekti, çünkü atlar artık neredeyse işlevlerini yitirmiş vaziyettelerdi. Ancak kasabaya olan malum olaylardan sonra plan, atları en azından kullanabilecekleri son ana kadar kullanıp sonrasında doğaya salmak şeklinde değişmişti. Atlar bu doğada yaşayabilirler miydi, orasını kimse bilemiyordu tabii. Yapabilecekleri bir şey de yoktu.

  ''Pekala,'' diye başladı Arya, ''Şimdi ne yapacağız?''

  Herkes atlarının üzerinde ona doğru döndü. 

  Howl bir süredir kesmediği kirli sakalını sıvazladı. ''Sanırım bunu pek düşünmedik.''

  Arthur başını iki yana salladı. ''Gerçekten de öyle.''

Kaos - BaşlangıçWhere stories live. Discover now