3 - Geçmişin İzleri

380 140 479
                                    

  Arya Heyamola, karşısındaki görevli hizmetliye baktı. Daha önce defalarca kez görmüştü onu. Akademinin koridorlarında, bahçede veya başka bir yerde. Akademide hizmetliler ikiye ayrılıyordu; hademe olanlar ve güvenliği sağlayanlar. Bu adam ise bir hademeydi. En azından, Arya'nın şimdiye dek gördüğü ve kavradığı kadarıyla sıradan bir hademeydi.

  Ancak, sanki adamda bir gariplik vardı. Sanki daha önce Arya'nın gördüğü gibi değildi. Ya da öyle miydi? Kambur bir sırt, beyaz saçlarının arasına giren siyahlar ve orta yaşın getirdiği hafifçe kırışmış bir yüz. Her zamanki gibiydi işte. Arya, dün gece iyi uyuyamadığını düşündü.

  Akademi koridorları geniş ve ferahtı. Adamın işi zor olmalı, diye düşündü Arya. Saatine baktı. Neredeyse sınav zamanı gelmişti. Her dört senede bir oluyordu bu sınav. Sınavdan ziyade daha çok bir rapor çıkartmaya benziyordu gerçi. Arya, sekiz yaşında katıldığı akademide daha önce iki kez bu 'rapor sınavına' girmişti. O zaman da içinde büyü gücü yoktu. Şimdi de olmasını beklemiyordu.

  Akademideki her on kişiden dokuzunda vardı büyü gücü. Hatta neredeyse tüm insanlık için bu söylenebilirdi. Ancak kimse, eğitim görmeden bu büyü gücünü doğru düzgün kullanamıyordu. Ayrıca eğitim veren büyü akademisi sayısı da, yalnızca iki idi. Bu da büyü gücü olan kişiler içerisinden sadece potansiyel sahibi olanların eğitim görebileceği anlamına geliyordu.

  Arya ise buraya, çok daha farklı yöntemler ile girebilmişti. Hatta biraz illegal bir yöntem ile.

  Akademinin devasa bahçesindeki geniş alana gitti. Sınav burada yapılıyordu çünkü. Birkaç büyük çadır kurulmuş ve öğrenciler bunların arkasında sıraya sokulmuştu. Akademide sınıflar öncelikle yaş grubuna, ardından da sahip olunan potansiyele, büyü gücüne ve zekaya göre sıralanıyordu.

  Arya 16 yaş grubundaydı ve her yaş grubu gibi kendisinin grubu da üçe ayrılıyordu. Alt düzey, orta düzey, ve üst düzey. Arya'nın sınıfı ise alt düzey sınıfıydı. Bu yüzden çadırların bulunduğu alanda önce kendi yaş grubunu, ardından da sınıfını buldu ve sıraya geçti.

  Saatine baktı ve tam zamanında gelmiş olduğunu gördü. Bir görevli, düdüğünü çaldı ve herkes sustu. Arya, kısa süre öncesine kadar gergin sayılırdı. Bunu üstünden tamamen atmaya çalıştı ve kravatını düzelterek derin bir nefes aldı.  

  ''Daha önce bunu yapanlar zaten biliyordur,'' dedi görevli. ''Benim duyurum ise yeni katılmış olanlara. Sırayla çadırlara gireceksiniz ve içerideki Zihin Büyücüsü sizin raporunuzu hazırlayacak. Kimsenin korkmasını gerektiren bir durum yok. Sizin için bu, uyuyup uyanmak gibi bir şey olacak.''

  İşte başlıyordu. Arya'nın daha önce iki kez çekmiş olduğu, bazı geceler rüyalarına giren o işkence. Elbette görevli adamın söyledikleri yalan değildi. Kimse zihin büyücüsü zihnine girdi diye fiziksel bir şekilde acı çekmezdi. Arya için de aynısı geçerliydi.

  Ancak Arya'nın zihni, bir kaostan ibaretti. 

  Sırası gelince çadıra girdi ve iki şey gözüne çarptı. İlki, dışarıdaki seslerden tamamen soyutlanmış olmalarıydı. İkincisi ise yerdeki sedye benzeri, çarşaflardan oluşturulmuş yatağın yanı başında bağdaş kurmuş olan yaşlı kadının gözlerini hiç açmamasıydı. Muhtemelen bu iki şey de zihin büyücülerinin işlerini yapmaları için gerekli olan şeylerdi. Arya, onların en ufak bir dikkat dağınıklığında kötü sonuçlar elde edebildiklerini biliyordu. Derslerde öğrenmişlerdi.

  Yaşlı kadın gözlerini açmadan, ''Uzan.'' dedi. ''Cinsiyetin?''

  Arya kaşlarını çattı. En azından şöyle bir gözlerini açıp kadının kendisi de öğrenebilirdi bunu. Bozuntuya vermeyip yer yatağının yanına gitti.

Kaos - BaşlangıçHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin