XIX-SERÇE'NİN YUVASI

2.2K 203 148
                                    



Merhaba hoşgeldiniz

Sizi seviyorum Allah'a emanet ediyorum.

Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın

Satır arasına gelmeyenle küsüyorum bilginize



Satır arasına gelmeyenle küsüyorum bilginize

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




"Senin için zamanı durdururum"

SERÇENİN YUVASI

🐦








"Korhan!" avaz avaz değil de cılız bir haykırıştı sesim. Boşlukta yönünü arayan küçük bir kız çocuğunun korkulu bakışlarıyla gidecek bir yer araması gibi.

Adımlarım seri ama nereye, hangi yöne gideceğini bilmiyordu. Çevremde tuhaf bakışlar, 'Ne oluyor' diye soran garip insanlar vardı.

Biraz içgüdüsel biraz da etrafımdaki insanların şaşkınca yol göstermeleriyle dördüncü kat en sondaki odaya vardı adımlarım.

"Korhan!" Destursuz dalışımla odadaki tüm bakışlar beni buldu. Benim bakışlarım ise hızlıca herkesi taradı ve onda sabit kaldı. "Korhan..." Cılızdı sesim. Nedenini bilmediğim bir şekilde cılızdı.

Elinde mavi kapaklı bir dosya vardı. Bakışları beni bulunca dosyayı kapattı. "Zühre?" eğildiği masadan kaldırdı başını ve şaşkınlık dolu bakışlarını sabitledi bana. "Zühre bir şey mi oldu?"

"Konuşabilir miyiz?" dedim kupkuru çıkan sesimle. Sesimi ayarlamak zordu. İçeride ben ve ondan başka tam altı kişi vardı. Ben az önce bir toplantının ortasına girmiştim dan diye. Girmek ne ki böldün Zühre hatta daldın pat diye...

"Bizi yalnız bırakır mısınız?" Sesi odadakilere bir emir oldu ve masanın etrafında dizilen insanlar hep birlikte çıktı dışarı. Kapının kapandığından ve herkesin çıktığından emin olduktan sonra adımladım yanına hızlıca. Pantolonumun arka cebine sıkıştırdığım telefonumu çıkartmaya çalıştım.

"Ellerin titriyor. Ne oldu sana?" Sıcak parmakları ondan soğuk olan tenime değince irkilip gitmiştim. Güç bela telefonu çıkardım ve az önce aldığım mesajı açıp telefonu masanın üzerine bıraktım. Şaşkınlık dolu bakışlarını benden çekti ve masanın üzerindeki telefona çevirdi. Mesajı okumak hepi topu iki saniyeydi ama o tam yedi saniye ekrana baktı. O baktıkça kaşları çatıldı. Masanın üzerinde duran kendi telefonunu aldı ve Uraz'ın numarasını tuşladı. "Osman'ı da al odama gel!"

Tırnaklarımın kenarını kemiriyordum.

"Seni buraya kim getirdi?"

"Kimse getirmedi. Kendim geldim."

SERÇE KUŞU (DEVAM EDİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin