II | Ö L Ü M S O R U S U

8.4K 602 232
                                    




Merhaba hoşgeldiniz

Yıldızımızı renklendirmeyi, her satırıma iç dökmelerinizi eksik etmeyin.


İkiye On Kala- Mutluyum Ama Birazdan Geçer

🌙

Bir, iki,üç... Hayır.

Üç, iki, bir.

Hoop düştüm yine yazarın aklından bu satırlara...

Zihnim bulanık, sisli ve karışık.






"Abi..."

Gözlerim belki anın verdiği o şaşkınlıktan belki de uykudan yeni uyanmanın verdiği mahmurluk yüzünden midir bilmiyorum ama doluvermişti kendiliğinden. Ağzımdan benden habersiz dökülen bu kelime yılardır göğsümde biriken ağrının sebeplerinden biriydi belki de.

Abi... Abim... Bir hayli uzak ama bir nedenle de bağlı olduğum kişi. Kendi seçmediğim bu nedenin sonucunu da en acı şekilde yaşayacağımı bilmeden öylece bakakaldığım kişi.

"Zühre. Kardeşim." Bana doğru attığı adımları teyzemin araya girmesiyle yarıda kesilmişti. Ama benim dikkatimi çekense hemen onun arkasında tekli koltukta oturan bir kızdı. Daha önce hiç görmediğim bu kız onun bedeni aradan çekilince çıkmıştı ortaya. Abim ise teyzemin bu hamlesine ters bakışlar atarken tekrar almıştı beni odağına.

"Ne işin var burada?" Ağzımın içi nasıl olmuştu da bu kadar kurumuştu bende hayret ediyordum ama kelimeler zar zor dökülüyordu. Gözlerim bir onun bir de arkasındaki kızın üzerinde gidip gelirken yerime mıhlanmış gibiydim.

"Seni görmeye geldim." Teyzemin kolları arasından sıyrılan abim uzun bacaklarıyla bir iki adımda ulaşmıştı dibime. Neredeyse bir yıl olmuştu onu görmeyeli. Arada bir aramaları bile bundan birkaç ay önce kesilmişti. Ama bu benim o kadar da umurumda sayılmazdı. Benim için sadece kan bağımın olduğu basit bir kişiydi.

Kaşlarım benden bağımsız havalanırken dudaklarım da inanmadığımı belli edercesine kıvrılmıştı yukarı. Beni görmeye gelmezdi. Öyle canı istediği için buraya gelecek biri değildi. Ben onun için arada bir aklına gelen ve yıllardır saklamak zorunda olduğu aile sırlarından biriydim sadece. Beni özlemiş olması imkansıza yakın değil imkansızdı.

"İyi şaka." Günce benden önce davranıp benim aklımdakileri dökmüştü kelimelere. Belki yıllardır yan yana oluşumuzun belki de birbirimize sonsuz bir bağla bağlı oluşumuzun bir eseriydi bu.

"Nasılsın Zühre?" Sanki çok normalmiş gibi sorması sinirime dokunmaya başlamıştı ama derin bir nefes alıp normal davranmaya çalışacaktım.

"İyi sen?"

"Ben pek iyi sayılmam." Gözlerim istemsizce arkada oturan kıza kaydığında kızın korkuyla titreyen hareleri hemen dönmüştü önüne. Ellerini kıvırcık uzun saçlarına daldırıp yüzünü sıvazlayışını izlemiştim öylece.

"Niye geldin abi?" Dudakları belli belirsiz kıvrılırken adımları geri, tekli koltukta oturan kızın yanına doğru atmıştı. Salonda bulunan bizler ise ağzımızı açmamaya yemin etmiş gibi sadece izliyorduk onu.

"Seni yengenle tanıştırayım. Gülnare." Hemen yanındaki kızın ellerini kendi avuç içlerine alıp büyük bir gülümsemeyle bakıyordu kızın gözlerine. Bu onu gülümserken gördüğüm nadir anlardan biriydi belki de. Genelde ciddi suratı ve duruşuyla mensubu olduğu aşirete yakışır bir ağa gibi görünmeyi tercih etse de benim yanıma geldiğinde daha yumuşak bir görüntüsü olurdu. Ama yine de bu kıza bakarken ki gibi güldüğünü görmek pek nasip olamamıştı bize.

SERÇE KUŞU (DEVAM EDİYOR)Where stories live. Discover now