Kıskanmıyordum bir kere. Allah Allah ya...

_

Bir saat sonra kimseyle muhattap olmadan yemeği bitirmiştim. Hepsiyle kısaca vedalaşıp yolcu etmiştik. Yeşim Şahin'e 'bu akşam bana gelsene' gibi tekliflerde bulunmuştu ama Şahin uygun bir dille reddetmişti. Kadın bir türlü gitmek bilmemişti amına...

" Gitseydin niye reddettin?" dedim. Sesimdeki imâyı sezdiğinde bakışları bana döndü.
" Niye gideyim Batı?" dedi umursamaz bir şekilde. Kollarımı göğsümde bağlayıp " Eve niye kadın getirtiyorsan o yüzden..." dedim.

Üzerine paltosunu giyerken " Bir de kıskanmıyorum diyorsun..." diye mırıldandı, ama duymuştum.

" Kıskanmıyorum tabi..." dedim kendimden emin bir sesle. Tek kaşımı kaldırıp yüzüne baktım.

Yüzü alaya büründü ve gülerek kafasını iki yana salladı.

" O kadınlar gelecek mi yine?" diye sordum sesimi ifadesiz tutmaya çalışarak. Gelmesinlerdi!

" Gelmesinler mi?" dedi sorar gibi. Benimle dalga geçiyordu.Amacı sinirlendirmekse gayet başarılı oluyordu.

" Soruma niye soruyla karşılık veriyorsun..." dedim sinirle. Sesim hafif yüksek çıkmıştı.

" Gelsinler mi gelmesinler mi?" dedi kafasını yana eğerek. Yüzündeki eğlenen ifadeye içimden bir küfür savurdum.
" Gelmesinler..." dediğimde dudaklarını birbirine bastırdı. Sanırım gülmemek için yapmıştı.

" Seni kıslandığımdan değil, pavyondan fırlamış gibiler. Ayrıca o çakma siyah saçlı kadın bana onunla yatayım diye teklifte bulunmuştu. Ben niye onunla yatıyorum benim yatağım yok mu. Hem ben gayim, tabi o bunu bilmiyordu orası ayrı. Onunla yatmadım diye bir triplere girdi varya. Kötü kötü baktı gidene kadar. Ya öyle işte.Yani kısacası seni kıskanmıyorum..."

Dedim ve derin bir nefes alıp verdim.

Hiçbir şey demeden yanıma gelip elini belime koydu. Restoranın çıkışına ilerlediğimizde
" Tamam kıskanmıyorsun..." dedi çocuk avutur gibi. Omuz silkip arabanın kapısını açıp oturdum. Kıskanmıyorum tabi.

Şoför koltuğuna geçtiğinde bana döndü. " Almak istediğin bir şeyler var mı eve gitmeden alalım marketten..." dediğinde kısa bir an düşündüm.

" Olur..." dedim gülümseyerek. Canım abur cubur çekiyordu. Kafasını sallayıp arabayı çalıştırdı ve yola koyuldu.

Bir marketin önünde durduk. O arabadan inince bende indim ve yan yana markete girdik.

Elime büyük bir sepet alıp cipslerin olduğu rafa yöneldim. Şahin'de başka bir tarafa gitmişti. Cipsleri
aldıktan sonra çikolataların olduğu yere gittim. Bir sürü çikolata aldım. Ve bir çok şey daha.

Sepet tıka basa dolmuştu. Şahin ise bir su almış kasada beni bekliyordu. Elimdeki sepeti görünce kafasını iki yana salladı. Çünkü bir aylık yetecek kadar erzak almıştım resmen. Ama ne yapayım evde benden başka yirmi beş tane aç kurt vardı haberi yok...

Sırıtarak aldıklarımın okutulmasını bekledim.Cebimden cüzdanı çıkarıp kartı kadına uzattım.

" Beyefendi fazlasıyla ödedi efendim..."

Sinirle Şahin'e baktığımda 'hadi' der gibi bir kafa işareti yapıp poşetleri eline aldı ve marketten çıktı. Benimde param vardı ne diye böyle hareketler yapıyordu Allah Allah.

Arabaya bindiğimizde " Benim aldığım şeylerin parasını ödeme lütfen..." dedim ona bakarak.

" Neden?" diye sordu arabayı çalıştırırken. " Param var sonuçta kendim öderim..." dedim omuz silkerek. İlk başta gerçekten sinirlenmiştim ama içinden gelmiş olabilirdi o yüzden gereksiz uzatmaya gerek yoktu.

PALYAÇO  [GAY] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin