t // ÖZEL BÖLÜM - 1

1.4K 111 52
                                    

Selamun Aleyküm,
nasılsınız canlarım?

upuzun bir aradan sonra ben geldim <3

burada olmayı o kadar özlemişim ki anlatamam.. beni ve minnoş tabildot'umuzu özleyen var mı? çünkü ben sizleri çoookk özledim ("

neyse bu ufak giriş sohbetini uzatmayıp, siz bekleyen güzel insanları daha fazla bekletmeyeceğim.

buyurun bakalım, iyi okumalar okurcanlarr <3

×

Yattığım yatakta sağa dönerken bir kere daha uyumak için gözlerimi kapattığım an Umut'un Ecrin'e olan bakışları gözümün önüne gelince soğuk bir rüzgarın odamda dolandığını hissetmiştim bir anlığına.

Doğruydu. Umut hala Ecrin'i seviyordu ve bunu söyleyebilecek kadar cesurdu. Bense kendi kendime, sessizce seviyor ve asla bunu dile getiremiyordum.

Odaya çöken kasvetle uzun süredir uyumaya çalıştığım ama bir türlü başaramadığım yatağımdan kalktım.

Piknik gününden sonra iki gün geçmişti. Umut'un başlattığı oyunu yine Umut'un bitirmesi üstünden geçen iki koskoca gün.

Ecrin'in ufak itirafından sonra birden bastıran yağmur sonrası istemesek de evlerimize dağılmıştık. Ama asıl dağılan benim kalbim olmuştu.

Ben böyle olsun istememiştim. Başkasından çıkan bir teklif değildi istediğim. Her şeyi benim planladığım, her şeyin benim için, Ecrin için, bizim için olacağı bir şekilde hayal etmiştim hep. Ama olmamıştı.

Derin bir nefes alıp, geri verdim. Adımlarımı kapıya çevirdim ve kapının arkasında asılı duran ceketimi alıp üstüme geçirdiğim gibi odamdan çıktım.

Ses çıkarmamaya dikkat ederek de evden dışarı çıktım.

Sabahın en güzel vakitlerinde dışarıda durmak ruhuma biraz olsun ferahlık vermişti. Saate baktım, yakında cemaat namaza başlardı. Camiye gitsem iyi olurdu.

Evin yakınlarındaki camiye doğru ilerlemeye başladım ve çoktan camiye giden babama haber vermek için telefonu cebimden çıkarıp elime aldım.

Gönderilen : Babam

Baba, ben camiye geliyorum haberin olsun.

Bana da ön saflardan yer tutması için attığım mesajdan sonra telefonun ekranını kapatıp ilerlemeye devam ettim.

Düşünceme gülümsedim. Çocukluktan beri çoğu namazı babamla beraber camide kılardık ve ben babamın yanından hiç ayrılmazdım. O camideki huzurun yanında bir de baba huzuru apayrıydı.

"Kardeşim, hayırlı sabahlar."

Karşıdan bana doğru gelen Faruk'a baktım ve neşeli olmaya çalışarak "Hayırlı sabahlar Faruk." diye karşılık verdim.

Halimi anlayan dostum sesini çıkarmazken nereden geldiğini anlamadığım Fatih Amca "Hayırlı sabahlar evlat." diyerek sırtıma iki defa vurdu.

"Hayırlı sabahlar Fatih Amca. Görmedim seni, kusura bakma." dedim şaşkınlıkla.

"Estağfurullah evlat, ne kusuru. Biz yaşlandık artık Faruk beklemiyor bizi." cümlesinden hemen sonra gözlerim yanındaki Mustafa Amca'ya kaydı istemsizce.

Her zamanki mesafeli sesinin aksine samimi bir ses tonuyla "Hayırlı sabahlar Selim evladım." dedi ve beni bir dakikalığına çektiğim vicdan azabından kurtardı.

"Hayırlı sabahlar Mustafa Amca." derken sesimdeki heyecanı bastırmaya çalışıyordum. Sevdiğim kızın babasıyla konuşmak kendiyle konuşmaktan çok daha zor. Üstelik bir de bundan haberi varsa..

tabildot // yarı textingWhere stories live. Discover now