t // XVI

2K 161 26
                                    

Selamun Aleyküm,
nasılsınız okurcanlar? ne var ne yok?

bu bölüm şüpheli olarak düşünülen bir kişiyi aramızdan eleyeceğiz ama ne derler bilirsiniz 'gelen gideni aratır.'

neysemm ben lafı çok uzatmadan kaçıyorum. hepinize iyi okumalar.. (:

×

Yemek servisi işi bitince kendi tabağıma da yemek alıp masama geçmiştim.

"Evet gençler yemeklerinize başlayabilirsiniz. Hepinize afiyet olsun. Nöbetçi arkadaşlarınızı beklediğiniz için teşekkürler. Benim ufak bir işim var. On beş dakika sonra gelirim buraya. Sakince yemeklerinizi yiyin lütfen." dedi ve yemekhaneden çıktı bugünkü nöbetçi hoca.

Yemeklerimizi yemeye başlamıştık. Yine her yemek harikaydı.

"İğrenç! İnanmıyorum fasulyemden saç çıktı!" diye birisi bağırdı. Sesinden anladığım kadarıyla, sesin sahibi Masal'dı.

"Saçın yemeye düşmüştür Masal. Kendi saçından mı tiksiniyorsun?" diye konuştu Neşe.

"Ben sarı saçlıyım Neşe. Bu saç kahverengi."

"Yani ne yapalım? Niye bağırıyorsun ki?"

"Yemeği Ecrin servis ettiğine göre onun saçı olmalıdır. Ecrin'in saçı kahverengi çünkü."

Neydi bu şimdi? Hem benim saç rengimden sanane. Hayır bir de bağırıyordu. Erkeklerin de duyduğuna emindim.

Sinirle Masal'a baktım. Derdi neydi bu kızın?

"Kapalı bir kızın saç rengi erkeklerin olduğu yerde söylenmez Masal. İnsanlık bilmiyorsun anladık da insanların içinde bulunduğu dinide mi bilmiyorsun?" diye çıkıştı İlayda ayağa kalkıp.

Demek ki benim gibi düşünenler de vardı.

Arkamı dönüp İlayda'ya teşekkür edercesine gülümsedim. O da karşılık olarak bana gülümsedi.

"Masal yeter artık. Yemekleri başında şal varken dağıttı kız. Kendini boşuna yoruyorsun." dedi Nisanur da sinirli bir ses tonuyla.

"Ne bileyim şalının üstünden düşmediğini Nisanur? Arkadaşını koruyorsun ama senin değil, benim yemeğimde saç vardı."

"Masal kafanı fasulyenin içine sokup 'şimdide fasulyende yılan var' demek isterdim de hayvanlara kötü şekilde hitap etmek oldukça yanlış bir davranış." dedi Esra Abla'da sinirli bir şekilde.

Birkaç gülme sesi gelince Masal'ın yüzü bozulmuştu.

Bu olaya daha fazla dayanamayan Halime Teyze "Nöbetçi olan hocanız işi çıktığını söyleyip sizden on beş dakikalık izin istedi. Sizin yaptığınıza bakın. Masal yemeğini yemeyeceksen bırak kalsın. Başkasına kötü zanda bulunma! Diğer kız öğrencilerimiz de sessiz olsun lütfen. Esra sende yurt başkanı olduğunu unutma tamam mı kızım?" diye sevecen sesle konuştu.

Esra ablanın "Haklısın Halime Abla kusura bakma. Kızlar duydunuz Halime Abla'yı, sessizce yemeğinizi yiyin. Ecrin sende üzülme canım takma kafana Masal'ı." cümlesinden sonra usulca başımı aşağı yukarı, olumlu anlamda, salladım.

İştahım kaçmıştı.

Bütün yemekhanede sessizlik oluşmuştu. Yemekte hiç susmayan erkekler bile konuşmuyordu. Ki bu çok nadir görülen bir olaydı.

tabildot // yarı textingWhere stories live. Discover now