" Nasıl?" diye sordum yinede.

" Böyle her şeyi dalgaya alan, acılarını şakalarla,esprilerle saklayan biri miydin hep? "

Ciddi yüz ifadesiyle dikkatle yüzüme bakıyordu. Hâlâ iki kolunun arasındaydım ama aramızda biraz da olsa mesafe vardı.

" Ben-"

Ne diyeceğimi bilemezken aklım hâlâ söylediği son sözlerini tartıyordu.
" Ben palyaçoyum çünkü..."

Dudaklarımdan sadece bu üç kelime dökülmüştü.

" Palyaçosun? " dedi anlamamış gibi.
" Bu ne demek oluyor?..."

Gözlerimi gözlerinden ayırmadan
" Palyaçoyum işte herkese neşe saçarım, herkesi güldürürüm..." dedim donuk bakışlarla. Sokakta kaldığım zamanlar aynı benim gibi sokakta yaşayan bir abi demişti bunu bana. O abinin koyduğu bir lakaptı bu. Daha on üç yaşındaydım o zaman. Uzun zamandır onu görmüyordum ama hiç unutmamıştım.

PALYAÇO...

O da bakışlarımı farkettiğinde elini kaldırıp baş parmağını yanağıma koydu. Donuk bakışlarım onun yüzündeydi ama ben sokakta kaldığım günlere dalmıştım. Zihnim o zamanlardan kalma karanlık anılarla doluydu...

" Ama kimse içimi göremez, bilmezler..." diye devam ettim kısık bir sesle. Yanağımı okşamaya başladığında bu sefer kendime gelip  gerçek anlamda gözlerine baktım.

" Bitti..." diye kısıkça fısıldadığında bakışlarımı kıstım. Yüzüme doğru yaklaştı ve kulağıma eğildi.
" O günler geride kaldı, geçti gitti. Ve kimse içimi görmüyor, ne yaşadığımı bilmiyor diye düşünme bunu bilemezsin..."

Kirli sakallarını yanağıma sürterek yüzü yüzüme fazla yakın olacak bir konumda durdu.
" Neler hissettiğini çok iyi biliyorum Batı..."

" Sen nasıl bilebilirsin ki sokakta yaşamanın nasıl bir şey olduğunu?  "

Yaşamayan bilemezdi!

Sorumla beraber bir süre yanağı yanağıma yaslı bir şekilde durdu ve derin bir nefes verip benden tamamen uzaklaştı.
" Neyse..."
" Artık yemek yapmayacaksın Batı..."

Telaşa kapılırken ona yaklaştım.
" Neden kovuldum mu?, Reis lütfen yapma daha çok çalışırım yeter ki kovma beni- "

" Aşçı alacağım..." dedi sözümü keserek. Şaşkınca suratına baktım.
" Böyle giderse zehirleneceğiz yoksa..."

Sesi şaka yapar gibi çıksa da yüzü ifadesizdi. Benim şaşkın yüz ifademe karşı dudağının kenarı kıvrıldı.
" Bu kadar şaşıracak ne var çocuk? "

Oh be kurtulmuştum yemek yapmaktan. " Sağol reis, beklemiyordum o yüzden şaşırdım..." dedim.

Şahin beni baştan aşağı süzüp hiçbir şey demeden mutfaktan çıktı. Neşeyle etrafımda dönüp koşa koşa bahçeye çıktım. Son günlerde Şahin tarafından daha çok önemsendiğimi hissediyordum. Ama bir yandan da kendi kendime kurulduğumu da düşünmeden edemiyordum. Benim gibi bir sokak çocuğuna neden ilgi beslesin ki veya hoşlansın. Böyle bir şey mümkün müydü gerçekten?

Etrafında nice adamlar nice kadınlar vardır, bana mı kaldı sanki...

Cevapsız sorularıma son verip büyük ağacın altında ki çardağa oturdum. Yüzüme güneşin sıcak ışıkları vururken kafamı kaldırıp gülümsedim ve gözlerimi kapattım.

••••

" Recep abi eşcinseller hakkında ne düşünüyorsun peki? "

Tekin sorumla beraber rahatsızca yerinde kıpırdanırken Zafer umursamazca sigarasını içiyor arada bir muhabbete katılıyordu.

PALYAÇO  [GAY] Where stories live. Discover now