27/ Bebek

24 11 11
                                    

Fidan..

Beni odaya kapattıktan sonra da, neredeyse nefes alamayacak gibiydim.

Duvarlar üstüme üstüme geliyordu, boğuluyordum. Koskocaman oda, sanki beni yutacakmış gibiydi.

Göz yaşları içinde kapıya giderek, " Kimse var mı, açın kapıyı ne olur. Nefes alamıyorum." Diye var gücümle bağırdığımda bir süre dışarıdan ses geliyor mu diye dinledim.

Belki de defalarca vurdum ama sonuç olumsuzdu.

Kapının arkasına dizlerimin üzerine çöktüm ve bir süre öylece kaldım.

Ne kadar orada kaldım bilmiyorum ama en sonunda zar zor ayağa kalkarak, cama doğru ilerledim.

Camı açarak, bir çıkış yolu aradım. Hamile olmazsam bir dakika düşünmez, anında buradan atlayarak kaçardım.

Ama bu şıkkı elemek zorunda kaldım. O esnada gelen sesleri duymamla aşağıya baktığımda evin önünde tur atan korumaları görmemle derin bir nefes alarak gözlerimi kapattım.

Onca koruma varken, ben buradan nasıl çıkacaktım ki, en ufak seste yakalanırdım.

O an hiç beklemediğim bir şey oldu, korumalardan biri benim olduğum tarafa doğru başını kaldırdığında o korkuyla hemen duvarın dibine sindim.

Acaba görmüş müydü, inşallah görmemiştir.

Bir süre öylece orada durduktan sonra da, yavaşça başımı kaldırıp, aşağıya baktım.

Neyseki şans benden yanaydı, koruma bir süre cama bakarak, oradan ayrıldı.

Derin bir nefes alarak ayağa kalktım. Bu seferlik olmamıştı, ama asla pes etmeyecektim.

Bir sonraki aşamada buradan kurtulacaktım. Yatağa oturduğumda ne yapacağımı düşünmeye başladım.

Doğum sırasında hastaneye gidip, oradan bebeğimle birlikte kaçacaktım. Bu fikir aklıma gelince sinsice gülümsedim.

Evet evet, bu belki de benim için son kurtuluştu. O ana kadar da, sessizce oturup bekleyecektim.

Evdekiler bu planımı asla öğrenmemeliydi. O yorgunlukla uyuyakalmıştım.

Sabahleyin...

Yataktan kalkarak, kapıya gittim. Bir umut belki açıktır diye ama kapı kilitliydi.

Dünden beri arada bir odaya yemek ve su getirmek için giriyorlar, sonra da, çıkıyorlardı.

Birini aramak istiyordum ama telefonumu da, almışlardı.

Karnım git gide büyüyordu. Her zaman ki gibi yüzümde gülümsemeyle " Sen benim bu hayatta tek arkadaşımsın. Hele sağlıkla bir doğ, sana  söz veriyorum. Birlikte çekip gideceğiz buralardan... Kimse seni benden ayıramayacak. Sadece ikimiz..." derken karnımı okşadım.

O an karnıma bir ağrı girdi. Acıyla gözlerimi yumarak, bir süre öylece durdum.

Bebeğim her zamanki gibi tekme atmıştı. Annesinin üzüntüsünü, stresini hissediyordu.

6 ay  sonra...



Bugün tam 6 ay olmuştu.  Koskoca 6 ay..

Yatakta her zamanki gibi yatarken, bir anda kendimi kötü hissettim.

Karnıma hafif bir sancı giriyordu. Yatakta telaşla oturarak, yorganı bir anda kaldırmamla o an donakaldım.

Pijamamın alt kısmı ıpıslaktı. Yatak ta, ıslanmıştı. O an kafama dank etti.
Suyum gelmişti.

Sevdanın 3 Rengi / Tamamlandı.  Where stories live. Discover now