24..

23 13 19
                                    

Melih..

Fidan'ın söylediği cümle hala beynimin içinde dönüp duruyordu.

Sahi, Fidan bunu bize nasıl yapmıştı.

Bir an önce Esin'i görmeliydim. Onun iyi olduğunu, bilmem lazımdı...

Aklıma onu deniz kenarında gördüğüm o an geldi. Sahi, niye o oradaydı. En son beni terk edip gitmişti.

Bütün gece gözüme uyku girmemişti.

Sabaha kadar düşünüp durmuştum.

Sabahleyin..

Kapının açılmasıyla gözlerimi kapıya kimin geldiğini görmek için kapıya çevirdim.

Gelen polis memuruydu. Bana bakarak " Melih Kaygılaroglu kalk bakalım. Bugün mehkemen var."  Diye cevap verdi.

Bugün mahkeme vardı evet. Ben bunu nasıl unutmuştum
Polis memuru yanıma gelerek, bileğime kelepçeyi taktıktan sonra da, beni dışarıya çıkarttı.

Birlikte merdivenlerden yukarıya çıktığımızda annemleri gördüm.

İşte oradalardı. Annem üzgün  bir halde sandalyeye oturmuş, başını elleri arasına almıştı.

Tam yanında ise babam duruyordu. Gözlerim Esin'i aradı, ama hiç bir yerde bulamadım.
Belki de, trafiğe takılmıştı kim bilir.

Babam o an beni görünce annemin koluna dokunarak beni işaret etti.

Annem beni görünce şok olmuş bir halde ayağa kalktı. Beni baştan aşağı uzun uzun inceledi.

Onlara doğru yavaş yavaş yaklaştığımızda babam polis memuruna bakarak " Bize bir dakika müsaade eder misin, oğlum?" Diye sordu.

Polis memuru başını sallayarak benim kolumu bıraktı. Annem iç çekerek bana sımsıkı sarılarak" Ah, benim kadersiz oglum. Senin ne işin vardı orada. Ya sana bir şey yapsalardı, ben ne yapardım." Diye cevap verdi.

Ben de, onun saçından, yanağından defalarca öperken, ona gülümseyerek" Annem, affet beni, benim bir suçum yok. Tamam mı, sadece bunu bil. Bana tuzak kurdular." Diye cevap verdim.

Bu sefer de, babam bana sımsıkı sarılarak, " Atlatacağız oğlum, tamam mı, güçlü ol. Sakın pes etme." Diye bana güvence verdi.

Babam normal zamanda bana bağırıp çağırırdı ama şu anki ruh hali bana bir tuhaf gelmişti.

Ona bakarak başımı salladığım sırada, polis memuru da, kolumu tutarak " Bu, kadar yeter. Tutukluyu adliyeye götürmemiz gerekiyor."  Dediğinde ikisi de ona üzgün gözlerle baktı.

İkisine sorun yok, anlamında gülümseyerken, polisler beni karakoldan çıkartarak, adliyeye götürmek için polis aracına bindirdi.

Arka cama baktığımda annemler de, karakoldan telaşla çıkıp, arabaya bindiklerini gördüm.

1 saat sonra....


Nihayet araç  kocaman yemyeşil bir bahçesi olan 5 katlı adliyenin önünde durduğunda polisler beni araçtan indirdi.

Annemler de, hemen arkamızda durmuşlardı.Onlar da, bizi takip ettiler.

Merdivenlerden yukarıya çıkarak, duruşmanın görüleceği salonun önünde beklemeye koyulduk.

Saatler geçmek bilmiyordu. Sanki bana yıllar gibi gelmişti.

Stresten yerimde zor duruyordum.

Sevdanın 3 Rengi / Tamamlandı.  Where stories live. Discover now