İkisinin ortasına girip kollarına girdim. Arabaya ilerlerken onlar da bir şey dememişti.

Sırıttım.

°°°°

" Kravat mı alsam gömlek mi?"

Tekin'in bir elinde kravat diğer elinde gömlek varken bize dönmüş havada tutuyordu.

Zafer ise katıksız bir odun olduğu için tüm alışveriş boyunca " Ne alacağım ben şimdi amına koyayım..." deyip durmuştu.

Zafer heyecanla Tekin'e döndü.
" Sen gömlek al bende kravat bitti gitti..." dedi. Sanırım bu heyecanı nihayet alacak bir şey bulduğu içindi.

Kıkırdadım. Tekin kafasını iki yana salladı. " İkisini de alacağım..." deyince Zafer sinirli bir bakış atıp
" Püü..." diye bir ses çıkardı.

Bende henüz ne alacağımı bilememiştim. Maaşlarınız yatmıştı. Miktarı karşısında büyük çaplı şok geçirmiştim. Ve her maaşımın yarısını sokakta ki çocuklara dağıtmaya karar vermiştim.

Onlara bir ev tutacaktım. En azından sıcak bir yuva, yemek, giyecek. Bunları temin edecektim. Hepsine yetişmeye çalışacaktım elimden geldiğince. Maaşım buna müsaitti.

Geldiğim yeri unutmamıştım. Unutamazdım...

Aksesuar kısmına ilerlediğimde direkt olarak gözüme bir saat çarptı. Simsiyah bir saatti ve mavi ibreleri vardı. Tam Şahin'e göre olduğunu düşündüm. Hemen saati alıp kasaya ilerledim.

Ne çok ucuzdu ne de çok pahalı. Siyah bir hediye paketi yaptırdım. Zafer'le Tekin'e göstermeyecektim benden kopya çekip daha güzelini alırlardı sonra.

Kasadan ayrılacakken gözüm yüzüklerin olduğu kısma kaydı. Şahin'in bir kaç kez yüzük taktığını görmüştüm demekki seviyordu. İki tane yüzük seçtim çok güzellerdi.

Gördüğüme göre işaret ve orta parmağına takıyordu sürekli. Bu yüzden iki tane farklı yüzük seçtim.

Bence gayet güzel hediyeler almıştım.
Patronun gözüne girerdik belki. Beğenirse beni sağ kolu falan yapardı belkide...

Havamdan geçilmezdi he.

Yüzükleri de yine siyah bir kutuya koydurup hediye paketi yaptırdım.

Zafer'le Tekin'in yanına ilerlediğimde onlarda aldıklarını hediye paketi yaptırıyordu. " Ne aldın Tekin?" diye sordum. Tekin bana bir bakış attı.
" Lacivert bir gömlekle siyah bir kravat aldım..."

Bu seferde Zafer'e döndüm. " Sen ne aldın? "

Ellerini cebine soktu. Omuz silkip " İki tane tişört aldım, beyaz ve siyah..." deyince dudağımı ısırdım. Sanki oğluna bayramlık alıyordu.

" Sen ne aldın?" diye sorunca sinsice sırıttım. " Reis açtığında görürsünüz..."

İkiside sinirle yüzüme baktı.
" Söylemeyeceğim valla boşuna öyle bakmayın..." dedim gülerken.

İkisininde çok merak ettiğini biliyordum ama üstelemediler. Onlarında işleri bitince alışveriş merkezinden çıktık.

__

" Ne çalabilir Tekin doğum günü şarkısı çalacak..." dedim bıkkın bir sesle. Tekin ikide bir 'müzik olarak ne çalacak' deyip duruyordu.

" Tamam da ingilizce olan mı?" diye sordu. Kafamı 'evet' anlamında salladım. Yüzünü buruşturdu. Beyefendiye bir şey de beğendiremiyorduk amına...

Tüm adamlar bahçeyi çok abartılı olmayacak şekilde süsledik. Balonları şişirmeyi onlara kitlemiştim. Tüm adamları Şahin'e hediye almıştı hepsi küçük şeylerdi. En güzeli benimkiydi kudursunlardı. Kimseye ne aldığımı söylememiştim.

PALYAÇO  [GAY] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin