Parayı tekrar çantama koyup okuldan çıktım. Bu kadar çok para vermesini ya enayiliğine ya da babasının zenginliğine vermem gerekiyordu.

Telefonumu çıkardım. Sadece bakmak için... Durağa kadar yürürken boş boş telefon ekranına bakıyordum. Beynim durmuş gibiydi sanki. Ne yapacağımı kestiremiyordum. Parmağım müzik uygulamama gitti.

Belki müzik dinleyebilirim. Durağa vardığımda telefonumu kısa bir an kapatıp çantamdan otobüs kartımı ve yanıma aldığım kulaklığımı çıkardım.

Otobüsün ne zaman geleceğine baktıktan sonra kulaklığımı taktım ve telefonumu çıkardım.

Klasik şarkı listelerimden birini açtım. Sesi biraz arttırarak dış sesleri duymamaya çalıştım. Gelen otobüse ilerlerken ne yapacağımı planlıyordum.

Muhtemelen ilk başta bursuma bakardım. Daha sonra da Allah bilir. Sadece biraz kafamı dağıtsam yeterdi. Otobüsün arkalarına doğru ilerleyip boş koltuklardan birine oturdum.

°•Birkaç Saat Sonra•°

Telefonuma ardı ardına mesajlar gelirken çatık kaşlarımı daha fazla çatmıştım. Bir yandan arkamdaki sert adımların yakınlığını ölçmeye çalışırken bir yandanda adımlarımı hızlandırmış ve çantamın kollarını kavramıştım.

Ne diye bu yola girdin beyinsiz aptal!

Sinirli bir nefes verip yaklaşık 100 metre ileride geçen arabalara baktım. Cebimdeki telefon tekrar titredi.

Arkamda ne olduğu belirsiz biri varken telefonumu çıkarmaya cesaret edememiştim. Belki normal biriydi belki kapkaççı...

Arkamdaki adım sesleri, yola yaklaştıkça hızlandı. O zaman anladım ki adam kesinlikle arkamdaydı. Koşuyordu resmen.

Adımlarımı hızlanırken o da hızlanmıştı. Doğru zamanı bekliyordum. Birinin tam olarak arkamda olduğunu hissettiğimde 2 adım yana kayıp bir anda durmuştum. Arkamdaki adam öne geçtiğinde afalladığı belliydi.

Üzerindeki takım elbiseden ve yüzündeki gözlükten normal bir kapkaççı olmadığını anlamıştım zaten. Kafasını bana çevirdiğinde hızlıca tuttuğum çantamı sırtımdan çıkararak adamın sırtına geçirmiştim. Adam biraz sendeleyip bana doğru hamle yapacakken ayağımla eline sert bir tekme attım.

Yüzünü sinirle buruşturup elini çekti. Çantamı bir kez daha kafasına geçirecekken hızlıca çantamı tutmuş ve kenara fırlatmıştı. Sıkı tuttuğum çantam, sağa doğru savrulurken dengemi zar zor korumuştum.

Kolumun tutulmasıyla çığlık attım. Diğer elini ağzıma götürecekken hızlıca dizimi çektim ve gelişi güzel adama vurdum. Bacak arasını ıskalasam da boşluğuna denk gelmişti. Birkaç saniye nefesi kesilir gibi olmuş ve geri çekilmişti.

Kolumda asılı duran çantamı daha sıkı tutup ana yola doğru koşmaya başladım. "Yardım edin!"

Son gücümle çığlık atıp yola bakarken önümdeki büyük taşı görmemiştim. İçimden onlarca küfür saydırırken yere düşüşümü hafifletmek için ellerimi öne doğru uzatmıştım. Ki biraz gecikmiştim.

Hissettiğim acı, yüzümü buruşturmama neden olmuştu. Sol kolumun üzerine düşerken kalkan derimi hissetmiştim. Bunları umursamadan elimden destek alarak yerden doğruldum ve arkama baktım.

Adam bana doğru hızla gelirken arkamdaki sokaktan birinin "Hey!" diye bağırdığını duydum.

Koşma sesi duyduğumda arkama bakmıştım. Genç bir adam bize doğru koşarken karşıya, o adama, sinirle baktığını görmüştüm. Adam yanımdan koşarak geçtiğinde onlara döndüm.

EN FAZLA NE OLABİLİR Kİ?!Where stories live. Discover now