"Sen henüz kendini bile sevememişken beni sevmeni beklemek kendi aptallığımdı."
Levi, yalanların ardına sığınan, üzerinde durduğu tahtı elini kana bulayarak alan ve tüm insanlığı ilgilendiren sırları saklayan bir kadına kalbini verecek kadar güvenm...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Kilitli bir sandığın içinde ne olduğunu görmek için önce o kilidi açmak gerekir. İnsan da bir sandığa benzer. Dışarıdan görünenle içinde olan farklıdır. İçinde ne olduğu, neler saklandığı onun kilidi açılana kadar bilinmez.
Yeni doğan güneş demirlerin arasından sızarak hücreyi ısıttı. Ardı ardına adım sesleri duyuldu ardında da bir anahtar sesi. Demir kapı açıldı ve genç kadın içeriye adımını attı. Arkasında kalan kapıyı sessizce kapatıp yere çöktü. Bir ayağını kendisine çekip diğerini uzattı.
Soğuk zemin yüzünden irkilse de yerden kalkmadı. Karşısında uyuyan adamı izlemeye devam etti. Dört senedir geldiği bu hücrenin her bir noktası ezberindeydi artık, babasından kendisine kalan evin bodrumu onun tüm acılarını kilitlediği yerdi.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
''Uyan Yami*'' dedi oturduğu yerden karşısındaki adamda bir hareketlenme görmediğinde tekrarladı sözünü. Genç adam yavaşça doğruldu olduğu yerden. Sabahın bu erken saatinde Rina'yı görmek onu korkuturken köşeye doğru iyice sokulup kendini korumaya almaya çalıştı.
Vücudundaki yara izleri sayılamayacak kadar çoktu. Yıllardır bu hücrede maruz kaldıkları akıl alacak gibi değildi.
O Rina Fushida'nın kimsenin bilmediği suçuydu, o Rina'yı bu hayatta babasından sonra ağlatan ilk erkekti, o cezalandırılmaya mahkum olandı.
4 sene önce elleri Rina'nın kanıyla bulandığı günden sonra hayatının ipleri Dai Fushida'nın eline geçti. Boğazına zincirler dolandı, elleri bağlandı. Kadının iki dudağının arasından çıkacak söze bağlı oldu her şeyi.
Genç adam birden ağlamaya başladı. Elleriyle yüzünü kapatıp hıçkıra hıçkıra ağladı. ''Çok yoruldum Rina.''
Bir mimik bile oynamıyordu kadının yüzünde. Tek bir merhamet göstergesi yoktu halinde.
''Her sabah burada uyanmaktan, acıdan sürekli kıvranmaktan çok yoruldum.''
''Bende yorulmuştum.'' dedi bir anda genç kadın. ''Sen bana her gün cehennemi yaşatırken bende yorulmuştum.''
