2.Kitap-4.Bölüm💫

Depuis le début
                                    

"Ne kaybolacağım ya çocuk muyum? Teknoloji ilerledi. Navigasyon denen bir şey var."

Tekrar güldü. Sahte bir kabullenişle başını salladı. Kemerini çıkararak bana doğru döndü. Elimi bırakmadan eğilip yanağımı öptü. Gerilen dudaklarıma engel olamadım. Tek bir dokunuşuyla değişen ruh hâlime alışmıştım artık.

Geri çekildiğinde göz göze geldik. "Yakınlarda olacağım, bir 'gel' demen yeter biliyorsun değil mi?"

Boştaki elimi de elimi tutan elinin üzerine koydum. "Biliyorum…" Rahat değildim hemde hiç ama Beha'yı rahatlatmaya çalıştım. "Beni merak etme keyfine bak."

Kaşlarını kaldırdı. Bense gülümseyerek devam ettim. "Bakma öyle ciddiyim, sadece konuşacağız…" başımı yana eğdim. "Seninle birçok defa konuştuk zaten."

Derin bir nefes alıp verdi. Gözleri kısa bir an arkamda kalan camda gezindi. "Hâlâ buna mecbur olmadığın konusunda ısrarcıyım, hemen şimdi eve gidebiliriz."

Buraya kadar gelmişken dönemezdim. Yine de bu konudaki tavrı ve düşüncesi istemsiz gülümsetiyordu. O bana bir adım attıkça bende onun için bir şeyler yapmak istiyordum.

"Bende denemek konusunda ısrarcıyım. İkimizde bunu hak ediyoruz." Yolda kemire kemire rujunu sildiğim dudaklarımı ıslattım.

Ağzını muhtemelen yine başka bir itiraza, savunmaya açmıştı. Ama izin vermedim. Aralanan dudaklarına ufak bir öpücük bıraktım. Hızla geri çekilerek daha fazla oylanmamıza engel oldum ya da olabilirim sandım.

Elimi tutan elini kolay bir şekilde çekti. Avuçlarını yanaklarıma yaslayarak yüzüme eğildi. Zaten heyecanlıydım kocam sağolsun hiç yardımcı olmuyordu.

Ellerimi bileklerine yaslayarak bir süre sonra ayrıldım. "Bizim bu işe bir çözüm bulmamız lazım."

Hâlâ açmadığım gözlerimle kaşlarını çattığını tahmin edebiliyordum. "Hangi işe?"

"Birbirimizden bir türlü ayrılamama işine."

"Ne gerek var?" Ellerini yanaklarımdan çekerek ayrılınca bende ellerimi bileklerinden çektim. "Boşver ayrılmayalım."

"Ama geç kalıyoruz."

Yanaklarını şişirerek ofladı. Tamamen kendi tarafına çekilip koltuğa yaslandı. "İşin bitince ararsın, yakınlarda olacağım."

Başımla onaylarken ona doğru yaklaşıp yanağını öptüm. "Tamam bitanem, görüşürüz."

Tebessümle başını sallamakla yetindi. Bende çok oyalanmadan arabadan indim. Büyük binanın kapısı birkaç metre ötemdeydi. Bu kadar çabuk yüz yüze gelmiş olmak içimi sıktı. Ama Beha'yı daha fazla telaşlandırmamak için aceleyle kapıdan girdim. Birkaç adımda duvarı aştığımda titrek bir nefes bıraktım.

Omzuma asmak yerine hâlâ elimde tuttuğum çantamın sapını sıktım. Yutkunarak gözlerimi sakince kapatıp açtım. Özel hayatımda sağlayamadığım o güçlü duruş ve soğukkanlılığa şu an çok ihtiyacım vardı.

Asansör ve merdivenlerin arasında gidip gelirken çalan telefonum beni kurtarmış oldu. Beş katı merdivenle çıkmak istemiyordum ama asansör de beni kaçtığım sona hızla götürecekti.

Çantamın ön gözüne sıkıştırdığım telefonumu çıkardım. Babam arıyor…

Yüzümde oluşan gülümsemeyle içime dolan huzur aynı anda olmuştu. Şu an gerçekten ihtiyacım olan ya annemin ya babamın sesini duymaktı. Abim de iyi bir seçenek olabilirdi elbette ama o da Beha gibi yapacağı için şimdilik gerek yoktu.

MAHUR-EHVENİŞEROù les histoires vivent. Découvrez maintenant