Tamam Zafer benden biraz büyüktü ama Şahin'in adamları olarak hepimiz eşittik. Ayrıca ismiyle seslenmeme de bir şey demiyordu.

" Bundan sonra sana kanka diyeceğim..." dedim sırıtırken. Arabayı çalıştırırken bana doğru
bıkkın bir bakış attı.

Şahin'e ismiyle seslenmek yemediği için reis diyordum. Aklıma sadece bu yatmıştı.

Karnım açıkmıştı yaw.
" Benim karnım acıktı kanka ya, reise söylesekte bir yerde bir şeyler yesek..."

Zafer yola bakmaya devam ederken
" Abi asla durmaz bunun için..." dedi.

Lan alt tarafı yemek molası verecektik. Ölek mi acımıza?

Önde Şahin'in arabası vardı. Elimi kornaya uzatıp uzun uzun bastım. Farketsin diye.

Farketmişti.

" Lan ne yapıyorsun manyak?" dedi Zafer korkuyla.

Az sonra Şahin arabayı sağa çektiğinde bizde sol tarafına geçip durduk. Arkamızda ki arabada bizim arkamızda durmuştu. Şahin sinirli bir yüzle bize bakıyordu. İpleri elime alıp kafamı camdan çıkardım. Zafere kalsak acımıza ölecektik.

" Ya reis bir yerde yemek yesek? Valla Zafer sabahtan beri açım da açım diye diye geziyor yazıktır..."

Şuan Zafer'in yüz ifadesini aşırı görmek istesem de arkamı dönmedim. Şahin dişini alt dudağında gezdirip gözlerime baktı uzun uzun.
Ortamda ölüm sessizliği oluşmuştu lan. 

Ardından arabayı tekrar sürmeye başladığında ofladım. Zafer bana baygın bir bakış attı. " Ben demiştim..." deyince göz devirdim.

" Çok zor şartlar altında çalışıyoruz kanka, baksana bir yemeği bile çok görüyor bize..."

Bizde Şahin'in arkasından yola koyulduk. İşlek caddeye çıktığımızda Şahin arabayı bir restorantın önünde durdurdu. Lan yoksa?

Gözlerim parlarken Şahin arabadan indi. Zafer'e bir baş hareketi yapıp restoranta girdi. Zafer kaşları çatık bir şekilde bana döndü. " Gözün aydın yemek molası verdik..."

Sesi şaşkın çıkıyordu. Hızla arabadan indim. Diğer araçtaki korumalarda inmişti. Heyecanla koşa koşa restoranta girdim. Gözüm Şahin'i aradığında arka sıralarda büyük bir masada olduğunu gördüm. Zafer de yanıma geldiğinde oraya doğru ilerledik. Diğer korumaların bize yakın başka bir masaya yerleştiklerini gördüm.

Zafer masaya oturunca bende hemen yanına oturdum. Garson gelince sözü Şahin'e bıraktık.

" Donat koçum, şu masa da dahil..." dedi diğer masayı göstererek.

Donat mı? Of midemiz bayram edecek vallahi. Utanmasam kalkıp zeybek oynayacaktım.

Az sonra masaya çeşit çeşit yemekler ve içecekler gelince gözlerim faltaşı misali açıldı. Ben bu yemekleri hayatımda görmemiştim bile. Adını bile bilmiyordum lan. Güzel bir şeye benziyorlardı orası ayrı.

Şahin'le Zafer kendine içki alırken ben kolamı içiyordum. Yemeğe adeta gömülmüş yerken boğazıma kaçmasıyla masada yan dönüp öksürmeye başladım.

Zafer gavura vurur gibi sırtıma vurdu. " Gebereceksin, ne görmemiş gibi yiyorsun amına koyayım..."

Masadaki sudan bir kaç yudum içip Zafere döndüm. " Görmedim zaten..." dedim. " Ayrıca artık bir sırtım yok sayende, hayvan..."

Zafer öfkeyle bana atılacağı sırada
" Yeter..." diyen Şahin'le durdu.
" Adam akıllı zıkkımlanın bir de sizinle mi uğraşacağım..." dedi sert bir sesle.

Zafer homurdanarak yemeğine döndü. Hem suçlu hem güçlü koduğum ya. Ayı gibi elleriyle benim narin sırtıma vuruyor kuduz köpek.

Masadan kalkıp diğer korumaların olduğu masaya oturdum. İkisi de bana bakıyordu. " Burda yiyeceğim ben..." dedim sinirle. Zafer umursamadan önüne döndü. Şahin'de biraz beni izledikten sonra yemeğine geri döndü.

Niye uzun uzun bana bakıyordu bu adam lan. Öldürme planı yapıyor olmasın, bu çocuk bana çok masraf yapıyor deyip.

Korumalar gülümseyerek bana bakıyorlardı. Bende gülümsedim.
" İstediğiniz her şeyi sipariş edin, reis ödeyecekmiş... " dedim. Hepsi kısıkça gülerek kafalarını iki yana salladılar.
" Sonuçta bize giren çıkan yok..."dedim sırıtarak.

Hepsi Şahin'e giriyor...

__

Yemek faslından sonra tatlıyı paket yaptırmıştım. Şahin de bir şey dememişti.

Zafer arabayı durdurunca geldiğimiz kocaman eve baktım. Dışı beyaz üç katlı bir evdi. Dışında havuzu vardı ve sanırım arka tarafında da büyük bir bahçesi vardı. Ağzım aralık bir şekilde arabadan indim.

Şahin'in peşine takılıp eve girdim. O nereye gidiyorsa oraya gidiyordum. Tam arkasından yürürken bahçe kapısından içeri girdim. Eve doğru ilerlerken aniden arkasını dönmesiyle göğsüne çarptım. Dengemi kaybedip geriye doğru savrulunca tek bileğimden tutup düşmemi engelledi.

Arkasından geldiğimi farketmemişti sanırım. Gerçi ona göre fazla cılız bir yapım ve kısa boyum olduğundan görmemesi normaldi.

Genlerime bir kere daha küfrettim.

" Zafer'in yanına git çocuk, bu ev hakkında bilmen gereken şeyler var..."

Bileğimi bıraktığında kafamı salladım. O eve girerken bende salak Zafer'in yanına ilerledim.

Bahçede ağacın altındaki çardağa oturmuştu. Bende yanına gidip karşısına oturdum. Cebinden bir sigara çıkarıp yaktı.
" Bu evde en alt katta korumalar kalır, ikinci katında ben ve Tekin kalıyorduk ama şimdi sende bizimlesin. En üst katta Şahin abi kalıyor ve çok önemli bir konu olmadığı sürece oraya çıkmak yasak..."

" Ne biçim bir sistem bu la?..." dedim anlamazken. " Çıksak ne oluyor?"

Sigaranın külünü küllüğe dökerken sinirle gözlerime baktı. " Abinin koymuş olduğu bir yasak, sorgulamak sana mı kaldı?"

Gözlerimi devirdim. " İyi be çıkmayız, çok meraklıyım sanki..."

Evet çok meraklıydım. Şuanda aşırı merak etmiştim. Yasak olduğu içinde ekstra merak ediyordum. Kesinlikle en üst kata bakacaktım. Kimseye gözükmeden tabiki.

Ne demişler yasaklar çiğnenmek için vardır...

Yeni hayatıma merhaba dedim içimden. Bakalım beni bu yeni hayatta neler bekliyordu.

Ne heyecan ama...


Bölüm Sonu...

Ay bu kitabı yazarken çok eğleniyorum. Kasved'i yaza yaza içim karardı fxkdjdk.

 

PALYAÇO  [GAY] Donde viven las historias. Descúbrelo ahora