Kendimi adam yerine koymadığımdan değil yanlış anlaşılma olmasın. Silahım olmadığı için.

" Güzel güzel , Nasıl hakladık ama adamları? " dedim iki elimi belime koyarak.

" Hakladık?" dedi sorar gibi. Kafamı  salladım. " Evet, güzel hakladık ama elimize sağlık..." dedim bu sefer.

Şahin bana garip bir bakış atıp koltuğa oturdu. Bacak bacak üstüne atıp bir sigara yaktı. Gözlerini kısarak bana baktı. " Kullanıyor musun?"

" Yok ya midem kaldırmaz benim öyle şeyleri..." dedim. Sigara, alkol böyle şeyler bana dokunuyordu. Midem bulanıyordu.

" En iyisini yapıyorsun çocuk..."

Eyvallah koçum.

Sigarasının dumanını üflerken bende L koltuğun diğer kısmına oturdum.
" Telefonun var mı çocuk? " diye sorduğunda bakışlarımı ona çevirdim.
" Vardı da şimdi yok, kırıldı..."

Kavgaya tutuştuğum zaman yere düşünce bir tane orospu çocuğu bilerek üstüne basıp kırmıştı. Ben onu telefoncudan ne zorluklarla çalmıştım.

Evet çalmıştım. Ne yapacaktım başka? Sokak çocuğu olmak zordu. Hayat acımasızdı.

Ayıptır söylemesi çok iyi çalardım. Kimsenin ruhu duymazdı. İşte bu da sokağın bana kattığı özelliklerden biriydi.

" Zafer gelince söyle versin sana bir telefon..." dedi, sigarasını yere atıp ayağıyla ezdi.

" Oo eyvallah reis..." dedim elimi kalbimin üzerine koyup.

iphone mi isteseydim lan?

Bakışları yüzümden ayrılmazken hiçbir şey demedi. Alışacaktı elbet. Benim bu hallerime alışacaktı.

__
__

" Toplayın şunların cesedini delil kalmasın etrafta..."

Şahin Zafer'le konuşurken bende heyecanla ayağa kalktım.
" Zafer adamları bir dövmüşüm sorma, baygınlık geçirdiler resmen..."

İkisinde de bakışları bana döndü. Şahin ifadesiz bir yüzle bakarken Zafer sanki ' külahıma anlat' der gibi bakıyordu. Bu adam beni çabuk çözmüştü iki kandırıp eğlenemiyordum da anasını satayım.

" Sen merak etme abi..."

Zafer diğer adamların yanına giderken " Adamların hepsi kurşunla ölmüş öyle olmasaydı bu dediğine inanırdım..." deyip kapıdan çıktı.

" Belki önce dövdüm sonra vuruldular? " diye seslendim arkasından. Ama cevap vermedi. Ruhsuz herif.

Bakışlarım Şahin'e kaydığında bana baktığını gördüm. Ama o kadar ifadesizdi ki bana baktığını bildiğim halde gerçekten bakıyor mu diye tereddütte kalıyordum.

Genelde insanlar bana acıyarak yada tiksinerek bakardı. Ama buraya geldim geleli kimsede böyle bir bakış görmemiştim. Ne Şahin'de ne diğerlerinde. Tuhafıma gitmişti. Belkide kendini beğenmiş egolu insanlar değillerdi.

Yarım saatin sonunda zafer içeri girdi. " Her şeyi hallettik abi temiz..." deyince Şahin oturduğu yerden kalktı.

" Herkes arabalara eve dönüyoruz..." dedi. Evi daha önce görmemiştim. Şuan aşırı meraklanmıştım. Hemde bu ev Şahin'in eviydi.

Hep beraber dışarı çıktığımızda etrafa baktım. Diğer korumalara ait bir araç, Zafer'in kendi aracı ve Şahin'in kendi aracı vardı. " Ee ben kiminle geliyorum? " diye sordum ortaya doğru.

Zafer bana bir baş işareti verip " Ne yazık ki benimle..." dedi. Şahin kendi arabasına ilerlerken bende Zafer'in peşine takıldım.

Arabaya bindiğimizde Zafer'e döndüm. " Sen benim gibi kankayı zor bulursun..."

PALYAÇO  [GAY] Where stories live. Discover now