1...

291 41 174
                                    

Sabah kapının kırılma sesiyle yaşlı kadın uyuduğu derin uykudan uyandı.

Önce ayak sesleri geldi, sanki evde birileri vardı.
Kim olduğunu bilmiyordu, bu adamların evinde ne işi vardı.

Yaşlı kadın o kadar korkmuştu ki, ne yapacağını bilemiyordu.
Bu adamlar onu bulmadan, kaçıp gitmeli, hayatını kurtarmalıydı.

Eğer onu bulursa, onu yaşatmzlardı. Oğlu annesinin başına gelenleri öğrenince de ne yapar eder, gözünü karartır, canı pahasına bu adamların karşısına dikilirdi ve annesi bunu asla istemezdi.
O, oğlunun saçının tek bir teline kıyamazken, onu o soğuk morgta görmeye dayanamazdı.

Bunu düşündükçe kalbi sıkıştı, nefesi kesildi. Başını sallayarak kötü düşüncelerden kurtuldu.

Ta ki, ayak seslerinin tekrar duyana kadar... Oğlunun kaybetme korkusuyla bu adamları tamamen unutmuştu.

Adamlardan biri "Buralarda bir yerde olmalı, bakılmayan yer bırakmayın." Diye bağırdı.

Tam o esnada yatağının hemen karşısında bulunan kocaman gardrobu gözüne kestirdi.

Hemen gardrobu açarak içine güzelce yerleşti. Kapağı da kapatarak adamların gitmesini bekledi.

O esnada kapının var gücüyle kırılmasıyla olduğu yerde sıçradı. Korkuyla ağzından küçük bir çığlık çıkıyordu ki son anda kendini zorlayarak bunu engelledi.

Adam odanın içinde dolaşırken yaşlı kadın da nefesini tutmuş, içinden dua ediyordu.

Adam odanın boş olduğundan emin olmuş olacak ki, tam arkasını dönüp gidecekken yaşlı kadın nasıl olduğunu anlamadığı bir halde ayağını çarptı.

Çarpmanın etkisiyle ağzından "Ah!" Diye bir ses çıktı.
Bu, sesi duyan adam da, olduğu yerde durarak odaya tekrar baktı.

Yanındaki adam ona "Burada kimse yok, gidelim." Diye cevap verdiğinde aynı adam da elini ağzına götürerek, "Şist!" Dedi.

Muhtemelen kadınının onu duyduğunu bilmesini istemiyordu.

Aynı adam yanındakilere el işareti yaparak odaya girmelerini istedi.

Sessizce gardırobun önüne doğru yürümeye başladılar. Kapağın bir anda açılmasıyla kadın olduğu yerde iyice sinmişti.

Adam pis bir gülüşle "O, bakın beyler! Burada kim varmış, gel buraya." Diyerek kadının kolundan tutarak dışarıya çıkartmak istedi.

Ama yaşlı kadın inatla direnerek "Bırakın beni! Sizin hiç vicdanınız yok mu, ne istiyorsunuz benden?" Diye sordu.

Aynı adam da arkadaşlarına bakarak güldü. Ardından da yaşlı kadına bakarak "Onu, oğluna soracaksın teyzecim, bizim paralarımızı alıp kaçan o." Diye cevap verdi.

Yaşlı kadın dolu gözlerle ona bakarken"Ne olur, oğluma bir şey yapmayın, ben onun yerini bile bilmiyorum."Dedi.

Ama bu dediği adama etki etmemişti. Böyle insanlara asla bu sözler işlemezdi. Onlarda vicdan ne gezerdi.

Yaşlı kadın adamın gözlerine baktığında o gözlerde öfkeyi gördü. Bu öfke öyle büyüktü ki, sanki bir kara delik olup herkesi yutacaktı.

Adam pis bir gülüşle bir anda kadını sert bir hamleyle yere itti. Kadın ani hareketle birlikte canı yanmış olacak ki, gözlerini acıdan yumdu.

Adam kadının yanına eğilerek buz gibi bir ses tonuyla "O, oğluna söyle, bir an önce paramızı bize getirsin, yoksa başka türlü almasını bilirim." Diye cevap verdi.

Sevdanın 3 Rengi / Tamamlandı.  Where stories live. Discover now