Yirmi Beş

42.5K 3.4K 1K
                                    




Gözlerimden gözyaşları süzülmeye başlarken, göğsüme doğru düşmüş kafasını hafifçe tuttum ve yavaşça yere koydum.

Bedenini içeri taşımam gerekiyordu ancak yarasına zarar vermeden bunu nasıl yapacağımı bilmiyordum.

Ne yapacağımı bilmediğim için, içimden daha çok ağlama isteği yükseliyordu.

Hafifçe üzerine doğru eğilerek yarasını tesbit etmeye çalışırken, merdivenlerden gelen gürültülü seslerle birlikte kafam hızla oraya doğru çevrildi.

Bir adam elindeki büyük bir çantayla buraya doğru koşuyordu.

Nefes nefese yanıma vardığında, korkuyla Alphan'ın üzerine eğildi ve dikkatli bir şekilde yarasını tesbit etmeye çalıştı.

"Sen kimsin?" Titrek bir sesle sorduğum soruyla derin bir nefes aldı ve kafasını kaldırıp bana baktı.

"Alphan'ın arkadaşıyım."

Ardından kafasını tekrardan Alphan'a doğru çevirdi ve hafifçe yüzünü buruşturdu. "İçeri taşımama yardım et."

Kafamı salladığımda, adam olduğu yerden doğruldu ve çantasını içeri dikkatlice koydu. Ardından bana işaret verdi.

İkimizde Alphan'ın kollarını omuzlarımıza atarak onu zorlukla kaldırdığımızda, Alphan'ın başı öne doğru düştü.

Ağırdı.

Zorlukla içeri girdiğimizde, olabildiğinde yavaş hareket etmeye çalışıyorduk. Yarasının ne durumda olduğunu bilmiyordum ancak bu adam biliyor olabilirdi.

"Odası nerede?"

Adamın sorduğu soruyla hemen yan tarafı işaret ettiğimde, aynı anda odasına doğru yürümeye başladık.

Birkaç dakika sonra odasına varıp dikkatlice bedenini yatağa yatırdığımızda, derin bir nefes aldım ve doğrularak solgun yüzüne baktım.

"Hastaneye gitmemiz gerekiyordu."

Adama döndüğümde, onun çantasını yatağa koyduğunu gördüm.

Gözleri birkaç saniyeliğine beni buldu. "Doktorum zaten ben."

Kafamı salladım anladığımı belirtircesine. Beynim durmuş gibi hissediyordum.

"Neyi var? Sana haber verdi mi?"

Tekrardan sorduğum soruyla adam derin bir nefes aldı ve çantasının içerisinde iğne, ilaç, ve dikiş atabileceği malzemeleri çıkarttı.

"Birkaç saat öncesinden beni aradı. Görevdeymiş sanırım?"

Kafamla onayladım.

"Yaralandığını ve evine gelmem gerektiğini söyledi. Bıçak sıyırmış ancak derin olduğunu söyledi."

Ellerimi gözlerime bastırdım ve stresle ovaladım. Ardından derin bir nefes verdim. Neden hastaneye gitmek yerine buraya kadar gelmişti ki?

Bir söz için bu acıya katlanmaya değer miydi?

Adam gülümsedi ve Alphan'ın koluna hazırladığı iğneyi sokarak ilacı bedenine enjekte etti. "Merak etme, gerçekten kötü durumda olduğunu anlasa ilk işi hastaneye gitmek olurdu."

Güldü.

"Bu bizim sık sık yaptığımız bir aktivite onunla." Dediği şeyle kaşlarım havalanırken, Alphan'ın baygın bedenine biraz daha yaklaştım.

"Nasıl yani?"

"Yani böyle yaralandığı zamalarda bana gelir, hastaneye gitmez." Dediği şeyle onaylarken, baya yakın olduklarını anladım.

BORDO | BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin