Sekiz

49.7K 3.7K 2.1K
                                    




Dudaklarım hafifçe araladım ve derin bir nefes çektim içime. Soğuk hava ciğerlerimi hem ferahlatıyor, hemde yakıyordu.

Tutunduğum ipi bir kez daha elime doladım ve hafifçe kendimi çektim ve ayaklarımı taşa daha çok bastırdım.

"Arkadaşlar hepinizi çok sevdiğimi söylemek isterim öncelikle." Arkamdan Melih'in sesi gelirken, nefeslerimi düzenlemek için birkaç saniye duraksadım.

Ardından hafifçe kafamı arkama çevirdim ve hemen çapraz altımda ipte asılı duran Melih'e baktım. Tutunduğu ipe sıkı sıkı tutunmuş, yanağını soğuk taşa yaslamıştı.

Evet, tırmanıyorduk.

Omuzlarımızda yükü birkaç kiloluk çantalar vardı ve tırmanma antrenmanı yapıyorduk. Ve evet, şu an yağmur yağıyordu.

Ve yine evet, ben düzeldiğim gibi eğitimlere başlamıştım. Hastane ve işkembe maceramızın üzerinden birkaç hafta çoktan geçmişti bile.

Zaman hızlı geçiyordu.

"Melih, eğer kendini o ipten aşağıya atarsan," Kıraç soluk soluğa kalmıştı. "Allah şahidim olsun seni tırmandığımız taş yığınının üzerine oturturum."

Kıraç sinirli sinirli homurdanırken, Melih isyan edercesine inledi ve hemen ardından onu derin bir iç çekiş takip etti.

"Aşkım yapma böyle, beni bir şeylerin üzerine oturtturmayı sevdiğini biliyorum ancak taş biraz fazla değil mi?"

Dudaklarımda sırıtma oluşurken, özellikle sessiz sessiz konuşmasına daha çok güleceğim geldi. Çünkü hemen altımızda Alphan komutan dikiliyor, keyif sigarasını içiyordu.

"Sen rahat alırsın oğluşum benim," dalga geçerek güldü. "Neleri neleri aldın."

Dediği şeyle dudaklarımı araladım. "Höst ulan, hadsiz."

"Abi bana hep laf söylüyorsun, niye Melih abiye böylesin?" Yücel'in arkadan kırılgan sesi gelirken, güldüm.

"Oğlum o eğlenilecek adam," Kıraç hemen yanındaki Yücel'in kafasını okşadı. "Sen benim helalimsin."

"Lan Emre." Önümde tırmanan Emre'ye seslendim. Hafifçe arkasını dönerek gözlerini benim gözlerimle buluşturdu.

"Bende senin helalin miyim lan?" Sorduğum soruyla hafifçe sırıttı. Ardından hiçbir şey demeden önüne döndüğünde, onaylamış olduğunu düşünerek kafamı salladım.

"Lan gerizekalılar! Sikik sikik duracağınıza tırmansanıza!" Alphan komutanın aşağıdan bağırma sesi gelirken, hepimiz olduğumuz yerde titreyerek aşağıya baktık.

Ardından hepimizin ağzından aynı kelime döküldü. "Emredersiniz." Hızla tırmanmaya başladık.

Dakikalar geçmeye devam ederken elimdeki ipi sıkarak kendimi yukarı doğru çekmeye devam ettiğim sürede, iplerin ellerimi hafif hafif kestiğini hissediyorum ancak elimden bir şey gelmiyordu.

Hafifçe yüzümü buruşturarak yutkundum. Ayaklarımın tabanını iyicene yaslayarak nefes almak için duraksadığım sırada zaten tepeye varmak üzere olduğumu fark ettim.

"İnin aşağıya!" Alphan komutanın tekrardan bağırmasıyla hepimiz birbirimize bakmaya başlarken, yine sesini duyduk. "Yavaş yavaş değil, bir anda salın kendinizi aşağıya!"

Derin bir nefes aldım ve gözlerimi kapattım. Azıcık yükseklik korkum vardı ancak aşılmayacak şey değildi. Kendimi bırakabileceğimi düşünüyordum.

"Pekala, hadi Alaz." Kendi kendime mırıldanarak birkaç saniye düşünme fırsatı vermeden ipten hızla ellerimi çektim ve kendimi aşağıya bıraktım.

BORDO | BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin