Üç

57.8K 4K 2.2K
                                    



Montumun fermuarını iyicene çektikten sonra, yüzümün yarısını montumla örttüm. Ardından derin bir nefes aldım ve bahçeye çıktım.

Saat sabah dörttü. Dün akşamdan beri uyku tutmadığı için bahçeye çıkmaya karar vermiştim bende.

Soğuk bütün bedenimi aynı şekilde karşılarken, derin bir nefes aldım tekrardan. Soğuk ciğerlerimi ferahlatırken, ellerimi ceplerime soktum ve gökyüzüne baktım.

Hava daha aydınlanmamıştı. Ancak birkaç saate aydınlanmaya başlardı. Eğitimde o saatlerde başlıyordu zaten.

Daha vaktimin olduğunu bilmek beni mutlu ederken, yavaşça karların arasında yürümeye başladım.

Karlar ayağımın altında ezilip kulağa hoş gelen sesler çıkartırken, bir süre daha sessizlik içerisinde bahçeyi turlamaya devam ettim.

Benimle birlikte birkaç kişi daha uyanmış, yemekhaneye doğru gidiyorlardı.

Daha zamanımın olduğunu bildiğim için bir süre daha dışarıda durmaya karar verdim ve yemekhaneyi geçerek askeriyenin ormanlık tarafına doğru yürümeye başladım.

Ağaçların dalları tamamen karlarla kaplıyken, onların arasından geçmek sanki dünyada değilmişim hissiyatı veriyordu.

Mutlulukla aklıma gelen ilk şarkıyı mırıldanmaya başladım.

"Al aşkım beni yanına, dalmışım sarhoşluğuna."

"Bir ömürü seninle aşalım, al uçur beni sonsuza."

"Kaybetmek varsa ne çıkar, aşka yer yok hiç korkuya." Mırıldana mırıldana dolaşmaya devam ederken, yan tarafımdan gelen sesle yerimde titredim.

"Bakıyorum da düzelmişsin." Alphan komutanın sesi yan tarafımdan gelirken, kafamı hızla o tarafa çevirdim ve ona baktım. Altında kamuflaj pantolonu, üzerinde ise siyah bir atlet vardı.

Karların arasında şınav çekiyordu ve kafasını kaldırmış bana bakıyordu.

"Komutanım günaydın, evet akşama göre daha iyiyim." Birkaç saniye beni süzdükten sonra, derin bir nefes aldı ve dudaklarını araladı.

"İyi bakalım."

Ardından tek elini pozisyonunu bozmadan kaldırdı ve karşısını işaret etti. Bu adam bu soğukta üşümüyor muydu? Ayrıca şınav pozisyonundayken nasıl bu kadar rahat hareket ediyordu?

"Geç karşıma, beraber antrenman yapacağız." Dediği şeyle iç çekecektim ki kendimi zorlukla bastırdım. Ormanlığa gelen kafamın etini sikeyim.

Birkaç adım ona yaklaştıktan sonra, montumun fermuarını indirmek için elimi tam götürmüştüm ki tekrardan onun sesini duydum.

"Montunu çıkartma, hâlâ hastasın."

Tam bu dediğine şaşıracakken tekrardan konuştu. "Bana sağlam asker lazım." Kafamı hafifçe salladım ve karşısına geçerek yavaşça dizlerimin üzerine çöktüm.

Ardından şınav pozisyonuna geçerek kafamı kaldırdım ve ona baktım.

O da kafasını kaldırmış bana bakıyordu, birkaç saniye sessizlik içerisinde durduğumuzda şimdiden gerilmiştim bile.

Karşısında rütbeli biri, heleki bir bordo bereli duruyorsa insan saniyeler içerisinde aşırı geriliyordu.

"Beraber."

Onun başlamasıyla hemen kafamı eğdim ve bende şınav çekmeye başladım. Mont hareketlerimi engelliyordu ancak elimden geldiğince dikkatli bir şekilde şınav çekmeye çalışıyordum.

BORDO | BXBWhere stories live. Discover now