On Dört

45.8K 3.4K 2.5K
                                    




Dediği şeyle gözlerim büyürken, kıpırdanmaya çalıştım ancak bu mümkün olmadı.

Kollarımın iki yanından tutulduğum için, ayrıca dövüldüğüm için kıpırdamak bile azap gibi geliyordu.

"Ne diyorsun lan?"

Ağzımdan bir mırıldanma çıkarken, adam güldü ve kollarımdan tutan adamlara işaret verdi.

Onlar beni yavaş yavaş kenara çekerken, arkadaşlarımın kafalarının hafifçe kalktığını gördüm. Tedirginlerdi, biliyordum.

Ancak yüzlerinden hiçbir ifade okunmuyordu.

O an anladım, parçalansalar bile bu adamlara boyun eğmeyeceklerdi.

Gözlerimin dolduğunu hissederken, yutkundum ve korkuyla etrafa bakınmaya başladım. Birkaç dakikalık sessizlik oluşurken, tüylerimi ürperten bir hırıldayış sesiyle yerimde hafifçe irkildim.

Gözlerim karanlık tarafa dönerken, birkaç saniye sonra boyum kadar olan Bozkurt'lar karanlıktan çıkıp gözüktüğünde, olduğum yerde hafifçe titredim.

Zincirlerle tasmalanmışlardı.

Ve arkasında onları tutan siyah maskeli adamlar vardı. Ancak kurtların onlardan kurtulup arkadaşlarımı parçalamaları sadece saniyeler sürerdi.

Dişlerini göstererek onlara doğru hırlamaya başladıklarında, kafayı yiyeceğimi hissettim. Hayır, buna hazır değildim. Arkadaşlarımın gözlerimin önünde parçalanmasına hazır değildim.

Gözlerim daha fazla dolarken, yutkundum ve kafamı aşağıya eğdim. Saniyeler geçerken kendime gelmeye çalışıyordum ancak bu çok zordu.

"Ne oldu? Sesin soluğun kesilmiş gibi?"

Duyduğum cümleyle kafamı kaldırarak yanımda durmuş bana bakan adamla gözlerimizi buluşturdum.

Nefretle ona bakarken, dudaklarımın arasından bir küfür çıktı. "Adi orospu çocuğu, buradan kurtulursam ananı sikeceğim senin."

Adam dediğim şeye sadece gülerken, kafasını salladı.

"Hayalleri bırakalım da, şu ana odaklanalım." Derin bir nefes alarak kurtları tutan adamlara işaret verdiğinde, yutkundum ve gözlerimi kapattım.

Allahım, yalvarıyorum sana bana dayanma gücü ver. Aklımı yitirmeme engel ol.

İçten içe Allah'a yalvarırken, kurtların hırlamasıyla anında gözlerimi açtım ve arkadaşlarıma daha çok yaklaşmış, aç gözlerle bakan kurtlara baktım.

Timdeki baygın olanlarda yavaş yavaş ayılmaya başlarken, birkaç saniye nerede ve ne durumda olduklarını kavramaya çalıştılar.

Canlarının çok yandığını biliyordum. Zira kelepçelerden kurtulamama rağmen canımın acısı hâlâ devam ediyordu.

Onları düşünemiyorum bile.

"Hassiktir, kurt mu o?"

Berk'in mırıldanması kurtların hırlamasına karışırken, ürkek gözlerle önündeki kurta baktığını gördüm.

Ardından yutkundu ve gözlerini kaçırdı.

Onun ve diğerlerinin bu haline içim yanarken, gözlerimi yanımda duran adama çevirdim. Benim ona baktığımı fark ettiğinde onunda gözleri bana döndü.

"Söylemeyecek misin?"

Kafasını salladı ve işaret verdi.

Adamların ıslığıyla birlikte kurtlar hırlayarak bizimkilerin üzerine atlarken, hızla gözlerimi kapattım.

BORDO | BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin