one

1.9K 181 40
                                    

ama zamanında baş edebileceğimden fazlasıydı bu.
the neighbourhood - you get me so high.

041022
Seul, Korea.

Olduğum yerden hücumla bana doğru yaklaşan topa zıplarken Wonyoung ile çarpışmamızın üzerine ikimiz de yere düşmüştük. Her zaman duymaya alışık olduğum rahatsız edici düdük sesi kulaklarımı doldurduğunda takımdakiler kendini yere atmış, alaylı bir alkış sesi duyulmuştu.

''Bravo, çok acemice bir hataydı.'' siniri sesine yansıyan Kim Taehyung olduğum yere doğru adımlarken yanımdaki Wonyoung'a ters bir bakış attım. Top bariz bir şekilde benim alanıma girmişti ama o beni engellemişti.

Elbette böyle hatalar olacaktı, ne kadar deneyimli olsak da biz de insandık. Ama başımızdaki antrenör o kadar katıydı ki hepimizi birer çocuk gibi azarlıyor, deneme maçlarında bile hepimizi titretiyordu. Bu yüzden Wonyoung'un yaptığı saçma hata yüzünden azar işitmek ve aşağılanmak istemiyordum.

''Son bir deneme daha, sonra sizi rahat bırakacağım.'' Kim Taehyung, Wonyoung ve bana iğneleyici bakışlar atıp diğerlerine dönerek konuştuğunda hepimiz yerlerimizden kalkarak pozisyonlarımızı aldık.

Karşı takımdaki oyuncular çok iyiydi, bizi en zoruna hazırlamak için yıllarını voleybola vermiş ve emekli olmuş, spordan çekilmiş insanları önümüze getirmişlerdi ve onlara yenilmek gururumu incitmiyordu. Onlar benden daha deneyimli ve yetenekliydi.

Yine de alanımın en iyilerindendim, özellikle Güney Kore için büyük bir kazançtım ve takıma çok büyük başarılar getireceğimi biliyordum. Sadece adımı duymak bile rakip takımı korkutmaya yetiyordu.

''Kim Jennie, servisi sen kullan.'' Bir yanıt vermeden pozisyonumdan ayrıldım ve istifimi bozmadan topların bulunduğu kutuya yöneldim. Rastgele bir topu seçtikten sonra üzerimdeki bakışları umursamadan yerime geçtim.

Derin bir nefes alıp topu elimde döndürürken çalan düdük sesiyle birkaç saniye bekleyip topu havaya attım ve aynı anda adımlayarak havadaki topa güçlü bir vuruş yaptım. Top karşı takımın sahasına güçlü bir şekilde düştüğünde tekrar düdük çaldı ve yerimde sıçrayıp sevinçle çığlık attım.

Takımdaki herkes rahatlamış görünüyordu. Biraz önceki gerginliğin ardından topu atamayacağımı düşünmüş olmalılar ki, top karşı takımdan vuruş alamadan yeri boyladığında herkes heyecanla bağırmıştı.

Bana doğru gelen Lalisa elini uzattığında ona karşılık vererek eline hafifçe vurdum. Lalisa'ya hafifçe tebessüm etmemin ardından Kim Taehyung'ın bulunduğu yere ilerledim.

Hepimiz tek bir sırada dizildiğimizde, Kim Taehyung üzerindeki beyaz tişörtü silkelemiş ardından ellerini kıvırcık saçlarında gezdirmişti.

''Hepiniz deneyimli oyuncularsınız,'' bakışlarını sıradaki oyuncularda tek tek gezdirirken benimle göz göze geldiğinde kısa bir süre durakladı. ''Ama yaptığınız basit hatalar yüzünden kupayı kaybedebiliriz.''

Bunu bana bakarak söylemesini üzerine alınmak yerine bakışlarımı rastgele bir tribüne çevirdim. Bu takımdaki en iyi oyunculardan birisiydim, büyük ihtimal sosyal medyada hakkımda yazılanlardan dolayı sinirlenmişti.

Kim Taehyung duyduğum kadarıyla sert birisiydi ve bunu bugün onaylamıştım. Küçücük bir hataya tahammülü yoktu, mükemmelliyetçiydi bu yüzden hepimiz buradaydık. Bizi seçmişti ve en iyisini ortaya koymak istiyordu.

ginger flash, taennieWhere stories live. Discover now