i

39 11 34
                                    

Red Lip Killer yine saldırdı.

Polis, Red Lip Killer'ın başka bir kurbanının kimliğini doğrulamayı başardı. SNU'dan 24 yaşındaki öğrenci PARK Sooyoung, ölü bulundu. Ceset, pazar sabahı erken saatlerde Itaewon yakınlarındaki boş bir otoparkın ortasına yerleştirilmiş olarak bulundu.

Cesetin bulunduğu durum ve suçun detayları açıklanmayacak. Görgü tanığının olup olmadığı belli değil, ancak polis kurbanın cinayet mahalinden taşınmış olduğuna inanıyor. Bayan Park, 8 ay önce başlamış olan seri cinayet davasının 12. kurbanı.

Davayı başından beri yöneten Baş Dedektif Park Chanyeol, düzenlenen basın toplantısında medyaya kendisinin ve ortağının katili bulmak için gece gündüz çalıştıkları konusunda güvence verdi.
Dedektif Park, halka güvende ve tetikte olmalarını aynı zamanda da sakin kalmalarını hatırlatmak istiyor.

Görgü tanıkları veya olayla ilgili bilgisi olanların ulaşılması isteniyor. İletişim bilgileri aşağıdadır.

.....

"Bir hayatta kalan?"

Çaylak polis başıyla onayladı, istasyonda koşuşturmaktan alnından terler dökülüyordu. "Evet efendim."

Kulakları onu yanıltıyordu.

"Emin misin?"

"Evet, efendim. Yaralarınım tedavisi için Seul Bölge Hastanesine nakledildi."

Chanyeol şaşkındı "Peki ya yaralanmalar?"
Tereddütle sorguladı. Bu soru ekibin güvenliğiyle ilgili bir soru değildi. Ancak Red Lip Killer'dan kurtulan kimsenin adı şu güne kadar duyulmamıştı.
Chanyeol asla saldırıdan sağ kurtulan birinin olmayacağını düşünmüştü bu büyük bir mucize olurdu.
Mutlak bir mucize.
Ya da Red Lip Killer bu sefer farklı bir oyunla karşılarındaydı ve bu sefer ki en garip olanıydı.

Çaylak gözle görülür bir şekilde yutkundu ve parlak telefon ekranını titrek bir şekilde Chanyeol'un göz hizzasına kaldırdı.
"Omzuna imzasını bırakmış."

Kanlı bir öpücük izi.

Chanyeol hışımla masasından kalktı, ceketini koltuğun arkasından çekerken telefonu doğruca genç polis memurunun göğsüne itti. Rozetini cebinden çıkarıp boynuna takan Chanyeol, ofisinden çıktı ve ortağının masasına, kendisini takip etmesi için parmak şıklatmaktan başka bir şey yapmadan ilerledi.
Minseok, Chanyeol'ün yaptığı kadar hızlı atıldı, davalarına kaldıkları yerden devam ettiklerini tahmin etti.

Chanyeol iyi bir dedektifti, hatta harikaydı. Duygularını kontrol altına almak onun için kolaydı, zihni her an her ortama uyum sağlayabiliyordu ve hızlıca düşünüp analiz yapabiliyordu. Günlerdir uyumuyordu, geceleri dava dosyalarını ve kanıt günlüklerini gözden geçirerek, yanında her zaman dumanı tüten bir fincan taze kahvesini yudumlayarak geçiriyordu. Chanyeol iş rutininden başka bir şey bilmez olmuştu.

Ancak bu dava, göğsünün derinliklerinden yorgun derisinin dışına kadar onu mahvetti.

Acımasızca dövülen ve işkence gören genç kadınların bedenlerini incelemek her açıdan fazlasıyla yorucuydu.

O ve Minseok daha önce hiç böyle bir şeyle karşılaşmamışlardı.

Ayrıntılar o kadar rahatsız edici ve mide bulandırıcıydı ki herhangi bir dedektifin kabul edeceği türden şeyler değildi. Ve Minseok'unda bu davadayı kabul etme konusundaki tereddütlü kararına rağmen, Chanyeol davayı düşünmeden kabul etti. Dava hakkında bilgilendirildikleri andan itibaren bu yorucu süreç onun için başlamış bulunuyordu ve o asla yoldan dönmemeye kararlıydı.
İşin zorluğu hakkında herkesten bir şeyler duymuştu ama
Ne kadar uyuyacağı ya da akli dengesinin ne kadarını kaybedeceği onun umrunda değildi, bunu çözeceklerdi. Sonunda, tek yapmak istediği acınası, insan demekten bile tiksindiği o pislikle yüzleşmek, onu bir ömür boyu hapiste çürümeye mahküm etmek ve Seul'ün içinde bulunduğu bu kabusa son vermekti.

Red Lip Killer Where stories live. Discover now