Beynimdeki puzzle parçaları...

Začít od začátku
                                    

Her ne kadar aklım onda kalsada, hep böyleydik. O benimle hiç konuşmazdı. Bende konuşmak için bir harekette bulunmazdım. Açıkçası konuşmamızı gerektirecek bir çok anımız olmasına rağmen ikimizde hiç konuşmamıştık. Evlerimiz aynı site içinde hemen yanyana binalardaydı. Ama biz hiç konuşmazdık.

Onu arkamda bırakıp giderken pişmandım. En azından nasıl olduğunu sormam gerekirdi. Çaktırmadan dönüp ona baktığımda bıraktığım yerde arkamdan baktığını gördüm. Yanına gitmek istedim. Ama birden bire etraf dönmeye başladı ve istemediğim halde kendimi bambaşka bir yerde buldum.

=====

"Sana defalarca dans ederken ilk önce sağ ayağını kullanmanı söyledim!!!" diye kızdı bir oğlan.

Stüdyo gibi bir yerdeydik. Ben ve bir çocuk dans ediyorduk. Ya da etmeye çalışıyorduk desem daha iyi olur. Çünkü ben sürekli hata yapıyordum. Çocuk bana kızınca umutsuzca başımı öne eğdim.

"Jae!!! Ona çok fazla yükleniyorsun! O dans etmeyi bilmiyor!" dedi biri sinirle. Dönüp kim olduğuna baktım. Ona cevap veren bir kızdı.

Her nedense kızın biri beni koruyordu ve onun koruması çocuğun daha çok kızmasına neden olmuştu. Dönüp minnet dolu gözlerle kıza baktım. Ama kızın yüzünü göremiyordum. Çocuğun yüzüde, kızın yüzüde bulanıktı. Ekolu bir biçimde seslerini duyabilmeme rağmen ikisinin yüzünü de göremiyordum.

"Ama dövüşebiliyor!" dedi çocuk sinirle. Elindeki havluyu yere fırlattı ve gidip kendini koltuğa attı.

Bir dakika!! Bir dakika!! Dans edemiyorda ne demek oluyor? Ben dans edebiliyo--

"Evet dövüşebiliyor ama dans edemiyor!" diye bezgin bir sesle ona cevap verdi kız. Çocuğun yere fırlattığı havluyu eğilip yerden aldı. Sonrada havluyu top haline getirip sinirle koltuğa, çocuğun yüzüne, fırlattı.

Sanırım gerçekten dans edemiyordum. Bir şeyler yanlış gibiydi. Hata olmalıydı. Şimdiye kadar hep dans edebildiğimi düşünmüştüm. Yoksa beynimde puzzle parçaları gibi gezip duran anılarımı yanlış mı yorumluyordum? Bunun manası; eskiden çok iyi dans ettiği için bir çok şirketlerden teklif alan kişinin ben olmadığım mıydı? ...

"Sizinle birlikte olmak istiyorum! Ondan ayrılmak istemiyorum! Bunun neresi yanlış?" dedi çocuk gerçekten üzgün bir sesle.

Yoksa şirketlerden teklif alan kişi bu çocuk muydu?

Kız dönüp bana baktı. Yüzünü göremediğim halde hislerini biliyordum. O da en az benim kadar üzgündü. Acaba neden üzgündük?

Stüdyoyu derin bir sessizlik kaplamıştı. Kimse çocuğa cevap verememişti...

"Jack nerede?" diye sordum sessizlikten bunalınca. Jack? O da kimdi? Ayrıca böyle bir anda nasıl bu kadar duygusuz olabiliyordum?

"Pratik yapmamız gerekirken, sevgilinin peşine mi düşeceksin?" dedi çocuk sinirle.

"Jae! Jack nerede diye sordum!" diye kızdım çocuğa.

Jae adındaki bu çocukla nasıl bir ilişkim vardı hiç bilmiyordum. Ama onu böylesine kızdırmışken çekip gidebilecek kadar yakın bir ilişkimiz olduğunu görünce kim olduğunu merak etmeden edemedim.

Jae... Jae... Adı bana hiç bir şeyi çağrıştırmayan bu genci ne kadar çok seviyor olmalıydım ki, silinmiş olan anılarımda bile bir şekilde silinmeden kalmış ve yanlış hatırlamama neden olarak kendimi kandırmamı sağlamıştı.

Who? of VIXXKde žijí příběhy. Začni objevovat