Bölüm 24

49 2 0
                                    

Ayaz'ı ayıltma işlemim bittiğinde baştan aşağı ıslanmıştım. Kıyafetlerim kuruyana kadar mecburen Ayaz'ın verdiği kıyafetlerden giymek zorunda kaldım. Giydiğim kısa kollu tişört, bende yarım kollu olmuştu. Altımdaki siyah eşofmanın tek bacağına bile sığabilecek durumdaydım. Belimi tuta tuta yürüyordum. Öte yandan baştan aşağı Ayaz kokuyordum. Her hareketimde tişörtten gelen koku burnuma doluyordu. Ve bu... Biraz etkileyici bir kokuydu. Her neyse.

Nemli saçlarımı omzumdan aşağı bıraktım ve kendi hallerinde dalgalanmalarına izin verdim. Ayaz ve Alaz'ın sesi salondan geliyordu, oraya gittim.

Alaz beni kapıda gördüğünde gülmeye başlamıştı bile. "Çok yakışmış," dedi üzerimdekileri göstererek.

Ayaz'ın bakışlarında bir anlığına büyülenmiş ifadeyi sezmiştim. Beni baştan aşağı süzdü usulca. En sonunda tekrar bana baktığında dudakları yukarı kıvrıldı. Bu, üzerimdekilerin duruşundan hoşlandığını belli ediyordu.

Ona gülümsemeden edemedim. Odaya girerken Alaz'a, "Tam olmuş değil mi?" diye takıldım. Bir elim eşofmanın belini tutuyordu.

Alaz gülerek başını salladı. Masadaki pizzayı fark edince gözlerimden kalpler çıktığını tahmin edebiliyordum. "Pizza mı o?" dedim sevinçle. Ayaz yan taraftaki açılmamış kutuyu masaya getirdiğinde vakit kaybetmeden yanına oturdum ve paketi açtım. Ayaz'ın gözlerini üzerimde hissetsem de şu an yemek yemeye dikkat kesilmiştim, ona dönemezdim.

Bir pizza dilimini çıkarıp hızlıca yemeye başladığımda en sonunda Ayaz'a baktım. Yoğun bakışlarını görünce, "Bir şey mi oldu?" diye sordum. Ağzım dolu olduğu için sesim net çıkmasa da Ayaz'ın gülmesi için bu hâlim yeterliydi.

Başını iki yana salladı. "Hiç," dedi ve yemeğine döndü.

Alaz, "Ege Şef'i ikna edebilseydik bugün için daha iyi bir sofrayla karşılanabilirdin," deyince ona baktım.

"Nasıl?" diye sordum şaşkınca. "Ege Şef derken?" Sonra Ayaz'a baktım. "Yemek yapıyor musun?"

Ayaz bana bakmadan abisine ketçap poşetini attı ve, "Yemeğini ye de çenen kapansın," dedi.

Kaçmaya çalıştığını anlamıştım. "Bir dakika, yakalandın! Bana yemek yapmalısın."

Ayaz gözlerini devirdi. "Önündeki pizzaya döner misin Cansu?"

"Bana yemek yapacaksın."

"Beni zorlama güzelim."

Tek kaşımı kaldırdım. Tehditkâr bir sesle, "Emin misin?" dedim.

Ayaz ifadesini bozmadı. İçeceğinden bir yudum alıp rahatça omzunu silkti. "Yemek yapmıyorum, Alaz zevzeği uyduruyor oturma organından."

Alaz araya girdi: "Ben mi uyduruyorum? Vallahi senin yaptığın o yemeklerin tadı, hayal gücümü aşıyor."

Ayaz, abisine kötü kötü bakarken yüzüme ukala bir sırıtış yayıldı. "Elime düştün Ayaz Kara. Bugünün acısını tek tek çıkaracağım senden."

Ayaz'ın yüzü düşmüştü. "Aman, eksik kalsaydın şaşar kalırdım Cansu Anday."

Bir kahkaha atıp tekrar yemeğime döndüm. Bundan sonra geçen muhabbetler havadan sudan olmuştu. Saatin geçtiğini fark edince elimi sildim. "Ben artık eve gitsem iyi olacak," dedim. "Daha fazla gecikmeyeyim."

Alaz, "Bırakayım mı seni?" diye sorarken muzip bir biçimde Ayaz'a bakıyordu. Onu sinirlendirmek için söylediğini anlamıştım.

Ayaz, abisinin lafıyla gözlerini devirip ayağa kalktı. "Yürü Cansu," dediğini duyunca Alaz'a aceleyle veda ettim ve Ayaz'ın peşine düştüm. Aklıma, üzerimdeki kıyafetler gelince birden durdum. "Kıyafetlerim!"

YALAN UĞRUNAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin