18. Bölüm

48 12 0
                                    

"Her şeyi öğrendin güzelim. Tolga'cığın neden öldüğünü, abinin aylarca neden olmadığını... Her şeyi. İşte şimdi başlıyoruz. Yeniden. Ben aynı benim. Ama siz öyle misiniz? Tolga yok mesela. Aranızdan biri yine eksilir belki... Belki biri değil birkaçı. Ama biliyor musun güzellik. Gözünden akan yaşlar beni mutlu etti. Sanırım yeniden akması için biraz daha hızlı hareket edeceğim. Dikkat et. Hem kendine hem de yanındakilere. Hayat kısa kuşlar uçuyor Deniz. Belki sen uçarsın, belki de onlardan biri... Bu bilinmezlik tüketir belki seni. Senin, onu tükettiğin gibi..."

"Burada mı?" Yağmur'un sorusu ile beraber abime döndüm.

"Abi?" Gözlerini etrafta gezdirip tekrar bize döndü.

"Burada değil. AHMET AMCAA!" Ahmet Amca koşarak yanımıza geldi.

"Ne oldu oğlum?"

"Amca şu fotoğraftaki herif buraya geldi mi?" dedi telefonunu göstererek. Ahmet Amca bir süre fotoğrafa baktı kaşlarını çatarak.

"Gelmedi oğlum. Ama bir iki kere gördüm buralarda." Abim kaşlarını çattı.

"Ne zaman?"

"Geçen gün geldiniz ya Deniz ile. O zaman buralarda gördüm. Bir de kavgadan gediğinizde."

"Hay ben böyle işi!" Yüzünü sıvazladı ve etrafa bakındı tekrar. O sırada arka masamızdaki oturan abimlerin yaşlarında biri kalktı masadan. Abim kaşlarını çatarak ona baktı.

"Korhan."

"Efendim?"

"Şu herifi takip edelim beraber. Bulut sen de burada dur."

"Tamam." Abimler kalkınca yan masada oturan adam da kalktı. Bulut abiye döndüm.

"Belki de bu adam?"

"Olabilir."

"Bulut sen de bunu takip et. Biz de arabalara biner bekleriz sizi."

"Ocağın tarafına geçin Leyla. Hem yanınızda birisi olmuş olur." Bulut Abi adamın peşinden giderken biz de içeriye girdik.

"Ahmet Amca ocağın oraya sandalye taşısak sorun olur mu?"

"Yok kızım ne olacak?" Sandalyeleri taşıyıp oturduk.

"Yani abim kendi kendine ölmedi öyle mi? Biri öldürdü onu?"

"Burak-"

"Öldürüldü. Öldüren herifte bizimle dalga geçiyor, tehdit ediyor öyle mi?"

"Bir sakin mi ol-"

"Deniz ile tehdit ediyor bizi öyle mi?" Her kelimesinde gözünden bir damla yaş akıyordu.

"Burak bir sakinle-"

"Beni kandıran da oydu?"

"Bu-"

"Deniz'i ölmüş gibi o gösterdi?"

"Burak lütfen-"

"Abimi öldürdü. Bizi sürekli takip ediyor. Etrafımızda dolanıyor. Kavgaya adam yolluyor. İnsanları zehirliyor. Bizi tehdit ediyor. Ülkeye kaçak giriş yapıyor. Polisler onu arıyor. Ama ne hikmetse kimse bu herifi bulamıyor öyle mi?"

"Aslında bulabiliriz." dedim aklıma gelen fikirle.

"NASIL?!" diye döndü hepsi bana.

"Polis onun burada olduğunu bilmiyordu ki. Ben o gün kaçta geldiğimizi hatırlıyorum. Eğer buralardaysa kameradan görürüz."

"Evet. Çok mantıklı."

Ahmet Amca'dan kamera görüntülerini istedik.

"Eee. Nasıl açacağız o günün kayıtlarını?"

Benim HayatımWhere stories live. Discover now