Benim Hayatım

10. Bölüm

Sabah okula geldikten sonra direkt kantine geçtim.

"İsmail Abicim. Oradan acil nane limon yapar mısın?"

"Hasta mı oldun Deniz? Gelmeseydin abicim okula."

"Yok abi ben olmadım. Burak olabilme ihtimali taşıyor. Olmadan önlemimizi alalım istedim."

"Tamam abicim iki dakikaya veriyorum."

"Tamam." Kantindeki masalardan birine oturdum ve beklemeye başladım. İki dakika sonra İsmail Abi'den bardağı aldım ve okul kapısına gittim. Biraz bekledikten sonra Burak okula girdi.

"Yakışıklıı!"

"Beniim!" dedi kimin söylediğine bile bakmadan. Ne egosu canım?

"Hadi lan oradan. Neyse al bakayım şu bardağı. Bitirdiğini göreceğim Burak bak kötü olur. Evde içmemişsindir sen kesin."

"İçmedim evet. Ama ne yapayım Deniz ya. Cidden sevmiyorum."

"Üf evet ben de sevmiyorum. Hatta kokusu bile midemi kötü yapıyor. Normalde olsa içirttirmem biliyorsun. Ama turnuva zamanı hasta olursan Ercüment beyciğim seni bu okulda barındırmaz. Onun için sen şimdi bu bardağı iç. İyi ol. "

"Doğru ya. Bir de Ercümentçiğim faktörü vardı değil mi?" Bu çocuk Ercüment hocaya aşık. Başka bir açıklaması olamaz bu muhabbetin. Çantamın kaldırılıp indirilmesi ile geriye doğru sendeledim. Arkamdaki kişi her kimse çok sert çarptım. İnşallah yaşıyordur. Katil olmak için çok küçüğüm.

"Lan! Ha Yağmur ya sen miydin? Kızım omzun yaşıyor mu?"

"Sanırım hayır. Lan sen nasıl öyle çarpabildin?"

"Kız üstüne düşüyordum az kalsın ne çarpması?"

"Ay iyi ki düşmedin o zaman Deniz."

"Allah'tan Allah'tan."

"Ne dikiliyorsunuz kapının ağzında. Otursanıza banklara. Beni bekliyordunuz değil mi?"

"Üzgünüm Serkancık ama seni değil Buraksu'yu bekliyordum. O geldi tam gidecektik ki Yağmurcuğum geldi. Sonrada siz ikizler geldiniz. Üff Harun'um nerede kaldı ya!"

"Pis dost. Konuşmuyorum seninle git. Gamze'm gel sana çikolata ısmarlayayım aşkım."

"Iy. Sakın bir daha bana trip atmak için çikolatayı kullanma. Ayıp denen bir şey var yahu!"

"Tamam ya tamam. Demedim bir şey.
İyice çirkef oldun sende ha!"

"Demek ki kapmışım senden bir şeyler."

"Baaak!"

"Günaydııın."

"Ayy Harun'cum gelmiş. Hoş geldin Zürafa'cım nabersin?"

"İyidir Kanarya'm senden naber?"

"Ay ben de nasıl olayım işte. Görüyorsun bizim Boğa'cığı işte. Onunla uğraşıyorum. Deve'cim de hasta olabilir. Gecenin bir yarısı kapıma geldi incecik tişörtle."

"Ohoo Deniz. Herkese söyleyeceksek ben de başlayayım saymaya."

"Lan dengesiz herif. Biz herkes miyiz?"

"Ay pardon sayın Boğa Bey hatlar karıştı." Arada yaptığımız boş muhabbete giriş yapmıştık yine.

"Hay senin boğana!"

"Kelebek'im nasılsın?"

"Sabah sabah Boğa görünce nasıl olunursa öyleyim Kanarya'cım"

"O zaman çok kötüsün sen. " dediğimde hep beraber güldük.