6. Bölüm

151 21 9
                                    

"ABİ! ABLA!"

"Salak! Sokağı ayağa kaldırdın. Gelin buraya bücürler." Bir adet değişmeyen ablam. Koşarak ikisine birden sarıldık.

"Bücürmüş. Hah! Ayrıca ablacığım bir insan hiç mi değişmez? Yedinde neysen yetmişinde de o olacaksın resmen!" Ablam ve abim ikizler. Üniversite üçe geçtiler bu yıl. İki haftalığına tatil yapma kararı almışlardı. Ablam ile oldum olası didişiriz. Abim ise benim sweat sponsorum. Valizine koymadığı bütün sweatleri sömürdüm.

"Lan! Bu benim sweatim değil mi? Ulan Deniz. Demedim mi ben giyinme diye?!" Duygu sömürüsü zamanı geldi demek ki. Ne zamandır da yapmıyorduk haa!

"Ama abi.. Ne yapayım seni çok özlemiştim. Öleyim mi hasretinden? Hem sen söyle yazık değil mi bana? Hatta bize. Bütün kızlara. Erkeklerin sweatleri daha güzel. Annemi de biliyorsun. Erkek misin sen diye dolanıyor ortada. Bir de erkek reyonundan giyinsem keser beni. İdare etsen?"

"Bak ya amma konuştun. Kafamı ütüledin kızım iki dakikada. Hem bu havada ne sweati kafayı mı üşüttün?"

"Sorma sorma. Bende ki kansızlık aldı başını gidiyor."

"Salak salak yapma kendini kızım! Sende kansızlık yok!"

"Yüzüme vurmak zorunda mısın abi?"

"Ne içirdiniz lan buna?"

"Sorma Atakan abi. Antrenmandaydık, Ercüment Hoca fazla zorladı bizi. Bu salağın da beyni yandı."

"Aynen abi. Hoş geldiniz bu arada. Antrenmana yetişmek zorunda olmasak konuşurduk ama malum Ercüment Hoca."

"Tamam tamam. Hadi beraber gidelim. Biz de görüşmüş oluruz Ercüment Hoca'yı." Abim ve ablam bizim okuldan mezun olmuşlardı. Onların döneminde okul içi kavga yoktu. Ayrıca reislikte vardı. Abim ve ablam beraber yapıyorlardı. Ondan dolayı okulda tanınıyorum. Semih sonradan geldiği için onu olayların dışında tutmaya çalışıyorduk. Ne kadar istemesek de geçen yıl kardeşim olduğunu öğrendiler. Yani Semih'in kardeşim olduğunu bilmiyorlar ama okulda kardeşim olduğunu biliyorlar. Zaten ondan geçen yıl çocukların önünü kestiler. Sözde Semih'i bulacaklardı. Eşit Ağırlıkla kavgamız da aslında bizi çekememeleri. Halbuki biz reislik yapmıyoruz. Acayipler işte.

"Vaay Atakan Bey Seda Hanım. Hangi rüzgar attı sizi buraya?"

"Hocam bizimkilerin pestilini çıkartmışsınız. Ayıp değil mi ama ya?"

"Niyeymiş o?"

"Bizim çıkacak pestilimiz kalmıyordu ho..." Hepimiz ağzını kapattık abimin.

"Hocaaam burası sıcak mı olduuu?" Ahh Burak ahh. Senin şu zekanı elime alıp sevesim geliyor. Bağırarak abimin sesini bastırmaya çalışmıştı.

"Burak dinlenmiş anlaşılan beş tur saha çevresi, başla bakalım." Al işte. Kendi kuyusunu kazdı resmen. İtirazsız koşmaya başladı. Hem gerçekten kendine geldi hem de itiraz ederse başına geleceği biliyordu. 

"Eee Seda Hanım, Atakan Bey. Siz de boş durmayın. Seda sen voleybol takımının yanına geç başlat bakalım antrenmanı. Atakan sen de basketbol takımının yanına. Hadi bakalıım herkes çalışma yerinee!" Canımız çıkana kadar çalıştık. Ercüment Hoca serecek hepimizi buraya. Bir de yarın yine antrenmana geleceğiz. Hem de sabah 6'da.

"Hamlamışız? " 'Ne hamlaması hocam? Biz daha geçen gün Mesleğin ağzını yüzünü eline verdik.' diyesim geldi de zor tuttum kendimi. 

Üff eve kadar kim yürüyecek?

"Abi sizin valiziniz yok mu? Beni sürseniz falan?"

"Valiz evde bu bir. İkincisi canım çıktı nereye süreyim seni? Üçüncüsü kızım salak mısın araba varken ne diye valizle sürülmek istiyorsun?"

Benim HayatımWhere stories live. Discover now