2. Bölüm

378 32 15
                                    

Öğle arasında Eşit Ağırlık B ile koridorda konuştuk ve sınıfları bölüştük. Biz konuşurken bütün gözler üzerimizdeydi ve herkes bir sorun olduğunu az çok anlamıştı. Ben bilerek Semih'in sınıfını seçmiştim. Hepimiz sınıflara dağılınca ben de koşarak Semih'in sınıfına girdim.

"Hepinize iyi öğlenler gençler şu an söyleyeceklerim çok önemli. Meslek Lisesi geçen seneki gibi bir plan kurmuş. Çıkışta alt sınıflardan birilerini sıkıştırmayı düşünüyorlar. Okuldan sakın tek çıkmayın en az üç kişi olun. Sayısal A ve Eşit Ağırlık B olarak çıkışta kapıda bekliyor olacağız, sorun çıkarsa oraya gelin. Tek başınıza iş yapmayın! Geçen yıl ne olduğunu az çok biliyorsunuz." Herkes onayladı ama gözlerinde tedirginlik vardı.

"Semih gel bir ablacım!" dedikten sonra sınıftan çıktım. Semih'te peşimden geldi.

"Efendim abla?"

"Çıkışta hemen bizim sınıfa geliyorsun vakit kaybetmeden anlaşıldı mı?!"

"Tamam abla. Aç mısın sen, yedin mi bir şey?"

"Yok daha bir şey yemedim diğer sınıflara gitmem lazım şimdi. Anneme ben haber veririm sen bir şey söyleme."

"Tamam söylemem. Sen al benim tostumu ben gidip kantine tekrar alırım."

"Sağ ol yakışıklım. Çıkışta gecikme!" Tostu elinden aldım saçlarını karıştırıp yanından ayrıldım. Öğle teneffüsü boyunca bütün sınıfları gezmiştik.

Sonunda çıkış saati geldiğinde Semih yanımıza gelince aceleyle bahçe kapısının önüne geldik. Eşit Ağırlık B toplanmıştı. Bizde hemen yanlarına gittik ve herkesi tekrardan uyardık. Mert'e bir ara telefon geldi. Hepimizin gözü ondaydı. Biraz konuştuktan sonra kafasını bize çevirdi.

"Çıkmaz'a bekliyorlarmış!"

İşte bu cümleyi beklemiyorduk. Eğer şimdi gidersek büyük sıkıntı çıkardı. Hepimiz yeterince gergin ve sinirliydik. Eğer gitmezsek korkak damgası yerdik gidersek de karakolluk olurduk.

''Eee ne halt yiyeceğiz?!"

Eşit Ağırlık B'den Melih'in sorduğu soruyla herkes sanki anlaşmış gibi Çıkmaz'a yürümeye başladı. Semih'in yanımda olduğunu hatırlayınca hemen ona döndüm.

"Semih hemen eve git, annem sorarsa ablamın arkadaşlarıyla işi varmış de. İdare et tamam mı?"

"Tamam ama haber ver."

"Tamam dikkatli git ve mümkünse çabuk ol! Kavga edersek telefonunu açamam üst üste üç kere mesaj at eve gidince. Sorun olursa iki kere at!"

"Tamam dikkat et!"

Koşarak Çıkmaz'a geldik. Meslek Lisesi'nin yarısı Çıkmaz'a dolmuştu. Kızlar bir tarafta erkekler bir taraftaydı. Pişmiş kelle gibi sırıtarak bize bakıyorlardı. Bizim sınıftan ben, Yağmur, Gamze Eşit Ağırlık B'den ise Beyza, Sude, Görkem en öndeydik. Erkeklerden ise Harun, Burak, Serkan diğer sınıftan ise Mert, Melih ve Hakan en öndeydi. Onlar bizi az görmüşlerdi ama stratejik düşünüp yarıya bölünmüştük. Geriye kalanlar arka taraftan gelecekti ve Meslek Lisesi'nin öğrencileri sıkışacaktı. Ayrıca onlar olmasa bile aramızda lakapları olan arkadaşlar vardı zaten. Mesela Ayıboğan Kadir, Mermer Safiye veya Dalyan Doruk. Liste uzayıp gider yani. Bizim okuldan geri kalanlar da arkadan gelince Harun ile göz göze geldik. Başımızı salladığımızda ben kafayı Meslek'ten bir kıza gömdüm. Harun ise yumruğunu geçirdi ve kavga başladı. Ben önüme gelene kafa göz dalarken bir ara gözüm Safiye'ye kaydı. İki tane kızı kollarının altına almış saçlarını birbirine düğümlüyordu.

"Kolay gelsin Safiye! " diye seslendim. Başını kaldırıp bana baktı.

"Kolay kolay!" dedi ve kahkaha atmaya başladı. Ben de gülerken bir kız elmacık kemiğime yumruğunu geçirdi. Kim olduğuna baktığımda içimden kahkaha atmak geldi. Çünkü geçen kavgada kızın saçının yarısı elimde kalmıştı. Saçlarının bir kısmı daha yeni yeni çıkıyordu. Dur bir dakika bana yumruk mu attı?! Sen bittin kızım! Üstüne atladığım gibi yere düştü. Eğildim ve yüzüne sayamadığım kadar yumruk attım. Baktım kendinden geçecek gibi üstünden kalktım ve başka birinin saçını elime doladım, o acıyla inlerken suratına bir tokat çaktım. Bir kaç kişiyi daha dövdükten sonra Meslek Lisesi'ndeki herkesin ağzı ile gözü yer değiştirmişti. Kavga sırasında Semih'ten eve döndüğüne dair bilgi aldığım için daha rahattım.

Benim HayatımWhere stories live. Discover now