ONUNCU BÖLÜM

66 67 0
                                    

Vee kitap şarkımızı dinleyerek bölümü oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın lütfen, öptümm. 🤗🤗😚

🪶🪶🪶

"Geçen günlerde büyüyorduk hepimiz…"

                                                 ༄༄༄

Hayatımı düzene koymak istemiştim sadece. Bana vaad edilen bu cehennemden farksız dünyada cennet yaratmak istemiştim sadece kendime. Her şey düzene girdi dediğim anda bozulmuştu yine, hayat bana küçük oyunlarından birini oynamıştı bir kez daha.

Ve bu oyun gün geçtikçe büyüyecekti bedenimde…

Bebeğim…
Benden ve Ulaç'tan bir parça…

İkimizin hayata getirdiği bir can ama birinin haberi yok, biri de ne yapacağını bilemez durumda. Bir bebek can bulduğu zaman aileye mutluluk getirmez mi, o zaman neden benim kalbim paramparça? O aileyi gün ışığı gibi aydınlatmaz mı, o zaman neden benim ruhum kapkaranlık?

Bunun bir sonu var mı, ruhum arafta gezinirken yolun sonunda işıkları olur mu?

Bilmiyorum…
Arayamıyorum bile…
Öylece kaldım, nefes dahi anlamıyorum…

Sessizlik hüküm sürüyor evde, nefesimin daraldığını hissediyorum sessizlikte. Bu kadar can yakıcı olur mu bir haber?

Olurmuş, canımın yanmasından anlıyorum.
Ama bir şey yapamıyorum, elim kolum bağlanmış.
Gözlerim ağlıyor, içimde bir göl oluşturuyor.
Ve beni boğuyor o gölde, ölüyorum…

Haber vermem gerekir mi şimdi Ulaç'a?
Vermeliyim, değil mi?
Arasam, arayamam ki…
Gitsem, gidemem ki…

Elim kolum bağlı kaldı işte, boğazımda büyük bir düğüm… Nasıl çözülecek, ne zaman çözülecek, kim çözecek…

Bilmiyorum…
Bekliyorum…

Kamil Amca, Sebahat Teyze ve ben… Küçük bir salonda, öylece birer koltukta oturmuş, sessizce bekliyoruz. Neyi bekliyoruz bilmiyorum, niye sessiziz bilmiyorum, nasıl bu hale geldik bilmiyorum. Sadece öylece durmuş, oturuyoruz.

Ne yapmalıyım acaba şimdi, gerçekten de söylemeli miyim ona? Onun da hakkı aslında, hem nasıl olmasın? Karnımda taşıdığım ondan bir parçayken ona haber vermemek haksızlık olmaz mı?

Yapmamalıydım belki de, onu hiç terk etmeyip buralara hiç gelmemeliydim.

Neden yapmıştım ki sanki, neden onun sözüne bırakıp evi terk etmiştim?
Ama pişmanlık için çok geç değil miydi artık?

Geçti, çok geçti hem de…

Koltukta oturmaya devam ederken sırtımı arkaya yaslanmış başımı önde kucağımdaki ellerimle oynuyordum. Parmaklarımı birbiri ile ezerken canımın acısını duymuyordum bile aklımdaki düşüncelerden.

"Kızım." dedi Sebahat Teyze sessizce. Başımı hafifçe yukarı kaldırıp gözlerimi gözlerine çevirdim. "Bir şey söylemeyecek misin? "

Ne söyleyebilirdim ki, söyleyecek ne vardı sanki? Hiçbir şey kalmamıştı artık, bitmişti söylenebilecek her türlü söz. Yoktu işte, yolun sonuna gelmiştik artık ve bir daha da geri dönüşü yoktu bu yolun. Çünkü girdiğimiz bu yol çıkmaz bir sokaktı…

"Ne söyleyebilirim ki? Söylenecek bir şey var mı Sebahat Teyze? " Sesim benden istemsiz titrek çıkıyordu. Bu hale gelmeyi beklemiyordum, böyle bir şeyle karşı karşıya kalacağımı düşünmüyordum.

Hayat işte, beklemediğimiz yerden vurmaya devam ediyordu.

"Ona söylemeyecek misin? " Ulaç'ı kastettiğini biliyordum ve o da bu sorunun beynimde dönüp durduğunu biliyordu.

Senden Kalanlar Cefâpîşe  (III) Where stories live. Discover now