ALTINCI BÖLÜM

77 77 0
                                    

Bölümü oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın lütfen... 🥀💋

🪶🪶🪶

"Hayata yeniden başlamak için herkes evine dönerdi… "

                                             ༄༄༄

Bir anlığına da olsa, Ulaçla evlendiğim gün, her şeyin değişeceğine, tüm kötü olayların biteceğine ve geleceğime daha emin adımlar atabileceğime inanmıştım. Güzeldi o anlar; mutlu olduğunu bilmek, hayatının düzene gireceğini bilmek… Yaşanmaya değerdi.

Ama yaşanmış ve bitmişti…

Tekrar dönülebilir miydi eskiye ya da tekrar yaşanabilir miydi yaşanan?
Çok istesek de, çok çabalasak da o günler geri gelir miydi bir daha?
Aslında cevabı basit değil mi, her şey imkansız. Ne eski geri getirilebilir hayatımıza bir daha ne de çabalasak da o günlere dönebiliriz. Onlar yaşandı ve bitti.

Güzel günlerdi lakin biten dünlerdi…

Dünü unutmalıydı insan, geleceğine bakmalıydı. Kendisi için değilse bile sevdikleri için bakmalıydı en azından. Ama ya sevdikleri de gitmişse yanından? İşte o zaman ne yapsa kâr etmezdi ne dese de geri gelmezdi.

Tek bir cümleye sığan kelimeler, tek bir ömre sığamıyordu…

Bundan yıllar önce hayata umutla bakan o saf kız çocuğu çoktan ölmüştü içimde. Evet yaşım çok değildi ama yaşa bakmıyordu yaşananlar. Senin ne yaşayacağına yaşın da karar vermiyordu. Senin alnına yazılan o yazgıydı her şeye karar veren.

Hayatta kaç yanlışınız oldu? Ya da şöyle sorayım eminim ki daha doğru cevap alırım: Hayatta kaç doğrunuz oldu? Yanlışı saymak zordur, zira o kadar çok yanlış yapar ki insan sayısını bilemez ama sayılıdır doğruları. Belki birkaç tane belki bir elin parmakları kadar. Ama sayılıdır işte.

Sınavlarda olduğu gibi hayatta da yanlışlar doğruları götürmez mi peki?
Ah içimdeki ses, bir kere de haklı olmasan ya keşke. Bir kere de ben haklı olsam da sen sussan keşke. Ama yok, susamazsın sen. Haklılığını her durumda koyarsın ortaya, beni de hep haksızlığımla baş başa bırakırsın.

Her şeyin anlamsız olduğu bir anınız oldu mu peki? Sizin başladığınız bir olay ama her şeyin sizin isteğiniz dışında gerçekleştiği ve size artık anlamsız geldiği… Sizin oldu mu bilmem ama benim oldu. Bu zamana kadar pek çok oldu hem de, hepsi de birbirinden kötüydü ama şimdi… Şimdi her şey daha da kötü.

Bebeğim…
Onu kaybetmekten daha anlamsız ve paramparça eden bir anı yok benim için.

Karnımdaki şiddetli ağrı yüzümden okunuyordu. O kadar çok ağrım vardı ki ne hareket edebiliyor ne de sesimi çıkarabiliyordum. Beni kollarıyla sımsıkı tutan adam ne hale geldiğimi görmüyor muydu acaba? Görüyordu da boşvermişliğe mi alıyordu ya da?

Terlemeye başlamıştım, bir doğum anından çok ölüm anına benziyordu şu an yaşadığım. Öyle bakmayın bana, ölüm anını nereden biliyorsun demeyin sakın. Zira ben o anı çok iyi bilirim. O anı yaşadım ben defalarca, o anda kaybettim sevdiğimi ve kendimi. İşte bu yüzden çok iyi bilirim.

Belki de şimdi bir kez daha sınanıyordum ölümle. Belki ben belki de bebeğim… İkimiz de birer urganın ucunda, altımızda sandalyeler ve başımızda o sandalyeleri itmek için hazırda bekleyen cellatlarımız… Bu sefer ölüm bu kadar yakındır belki de, kimbilir…

"Ahh! " Daha fazla içimdeki bu sancıya dayanamayıp bağırdığımda ellerim yumruk halinde beni tutan adamın kollarına vuruyordu. Canım öyle çok yanıyordu ki ne yaptığımın bilinçsizliği içindeydim.

Senden Kalanlar Cefâpîşe  (III) Where stories live. Discover now