Duha ise daha iyi durumdaydı, hala özel bir konuşmamız olmamıştı. Eskisi gibi kendini soyutlamasa da adım atmıyordu, yakın zamanda bu durumun gerçekleşiciğini düşünüyordum.

Odamdan çıkarak aşağı indiğimde evde bir telaşın hakim olduğunu gördüm. Annem ve ben hariç diğerleri evde değildi, akşam yemeğine ancak gelirlerdi.

Adımlarımı mutfağa yönlendirdiğimde annemin telaşla Yıldız ablaya bir şeyler anlattığını görmek gülememi sağlamıştı. Bu ortamı görmek hala yadırgamama sebep olsa da alışmaya başlamıştım.

Annemin yanına giderek yanağına bir öpücük bıraktığımda gülümseyerek bana dönmüştü.

"Kolay gelsin, ne yapıyorsunuz?"

Yıldız abla söylediğim şeye gülümseyerek cevap verirken, annem bana dönerek konuştu.

"Yemeklerle uğraşıyorduk güzel kızım, sen ne yaptın? Konuştun mu Kaan'la?"

Annemin sorduğu soruyla yüzümdeki ifade çatırdadı. "Konuştuk anne, benden güzel bir görümce olacağını söyledi," kolumu tezgaha yaslayıp kaşlarımı oynattım. "Sen bu durum hakkında ne düşünüyorsun?"

Annem anlayışla bana baktı, arkadaşlarımla olan durumun benim için ne kadar zor olduğunu görüyordu. Sadece benim değil diğer çocuklarının da en yakınlarından şüphelenmesi onu rahatsız ediyordu ama elinden bir şey gelmiyordu.

"Ben görümceden ziyade iki yakın arkadaş olacağınızı düşünüyorum, Hazel güzel ruhlu biri Eflin ve bu kadar abin varken sana ablalık yapacağına eminim."

Bakışlarım düşünceli bir hal aldı. Umarım söylediği gibi olurdu, biriyle daha aramın limoni olmasını istemiyordum, yeterince bu durumu yaşamamıştım.

"Umarım anne, umarım dediğin gibi olur."

Annem eliyle yanağımı okşadı. "Öyle olacak kızım, onu tanıdığında bunu anlayacaksın," bakışları kapıya kaydığında yüzündeki ifadenin çatırdadığını fark ettim. Bakışlarını kapıdan çekmeden sözlerine devam etti. "Aranızın iyi olacağına oldukça eminim."

Merakla arkama baktığımda Merve ve Beyza'nın kapının önünde bizi izlediğini gördüm, yüzüme sahte bir gülümseme kondurdum.

"Yardım etmek için gelmiştim ama annemler gerek olmadığını söyledi, size yadım edeceğim bir şey var mı?"

Beyza bana anlayışla gülümseyip olumsuz anlamda kafasını sallarken, Merve sahte bir samimiyetle konuşmaya başladı. Onun konuşmasıyla yüzüne bir tane geçirmemek için kendimi zor tuttum.

"Hayır Süveyda hanım, her şey hazır. Leyan hanımın yaptığı tatlı kalmıştı bir tek."

Kafamı anladım dercesine sallarken anneme döndüm, kadın o kadar rahatsız olmuştu ki dalgınca önüne bakıyordu. Annemin bu durumları bilmesi hiç iyi olmamıştı, devamlı diken üstündeydi.

Arkasından sarılırken sırtını öptüm. Yanında olduğumu bilmesini istiyordum, onlar her anımda bana bunu hissettirirken ben de onlara hissettirmek istiyordum.

"Demek gelinine kendi ellerinle tatlı yaptın," kafamı arkaya çevirerek Beyza'ya baktım. "Ne dersin Beyza, bu durumu kıskanmalı mıyım?"

Annem ve Yıldız abla sözlerime gülerken, Beyza yapmaya çalıştığım şeyi anlayarak bana ayak uydurdu.

"Kesinlikle kıskanmalısınız, Leyan hanımın sevgisini paylaşmak hayatta isteyeceğim son şey olurdu."

Beyza konuşarak bize doğru gelmiş, annemin yaptığı işi ondan alarak kendisi devam etmeye başlamıştı.

EKSİK HİKAYEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin