X. Bölüm

13 5 0
                                    

-Tangshan Şehri-

Tangshan eyaleti yıllardır Han ailesine hizmette bulunmuş kralın sadık hizmetkarı Chen Sung'a tımar olarak verilmişti. Chen Sung, Tangshan eylaletini geliştirmiş, buraya büyük bir saray inşa ettirmiş şehrin etrafını kalın surlar ile tahkim ettirmişti. Han Krallığında Han ailesinin yönetmediği tek şehir bu şehir idi. Tangshan, Sung'a yani Chen ailesine verilmişti. Sung zeki bir valiydi. Ailesini bu şehrin yüksek kademelerine yerleştirmiş, askeri generalleri tanıdıklarından seçmiş şehri tekeline almıştı. Şehri bir nevi özerk yapı ile yönetiyordu. Kral ile dostluğundan cesaret alarak, kendisine karışmayan kraliyet muhafızlarına haraç veriyor, yasa dışı birtakım ticaretler yapıyordu. Bunların en büyüğü limandaki tuz ticareti yapan Japonlardan haraç kesmesiydi. Hanbalık sarayındaki yöneticiler ise kral ile dostluğundan dolayı Chen Sung'a göz yumuyorlardı.

Chen Sung derin düşüncelere dalmış kişisel kütüphanesinde eski Çin yazıtlarına bakıyordu. Sung Konfüçyüs yasalarını çocukluğundan beri okumasına ve öğrenmesine rağmen hâlâ yeni bir şeyler öğrenmek istiyordu. Yerdeki mindere oturdu geniş masasına doğru yaklaştı elindeki Konfüçyüs'ün enstrümanlar ve notalar ile ilgili kitabını masaya bıraktı. Sayfaları karıştırdı, hafif aralık olan sayfayı açtı, sayfayı hafif aralık bırakan şey erik çiçeğiydi. Diğer kitapları masanın ucuna getirdi, dik duracak şekilde onlara yasladı. Ellerini önündeki guqine koydu kitaba bakıp çalmaya başlamıştı ki kütüphaneye oğlu Chen Ban-Ryu girdi. Bu genç, uzun boylu ve yapılı idi. Üzerinde ise çoğu zaman çıkarmadığı zırh duruyordu. Babası onun aksine rahat ve bol olan Çin'in tarihi beyaz kıyafetlerini giyiniyordu.

---

General Yi Bang'ın şehri terk etmesinin üzerinden iki ay geçmişti. Togon ve Erlik bir türlü birlikte karar veremiyordu. Erlik Yi Bang'ın da hayali olan Tangshan şehrini ele geçirmek, ardından isyan bayrağını çekip Hanbalık'a doğru yürümeyi planlıyordu. Togon ise Tangshan şehrinin korunaklı olduğunu Han Hanedanı'nın diğer valilere beraber Tianjin'e doğru harekât düzenleyeceğini ve ikmal hatlarının kapanıp Tangshan önünde orduları ile yok olacaklarını düşünüyordu. Sabah Ay Meydanı'nda tekrar tartıştılar, Erlik saraya isyan bayrağını açmak niyeti ile sahte tuz kafilelerini Hanbalık'a yollamak istediğini belirtmiş Togon ise buna katiyen karşı çıkmıştı.

Sahte tuzları Hanbalık'a yollamak Kral'ın otoritesine karşı çıkmak anlamına gelecekti.

Erlik, Togon'un Yi Bang'ın hayallerine karşı geldiğini düşünüyordu. Meydandan uzaklaşıp köşküne doğru çekilirken yere tükürüp içinden "Aptal herif." diye geçirdi.

"Ruhani enerjim yerimde olsaydı keşke" bu cümle içini yiyip bitiriyordu. Her başı dara düştüğünde keşke büyü gücüm elimde olsaydı diye düşünüyordu. İyilik yapmak Kötülükler Tanrısı için zor bir şeydi fakat o artık bir insandı, her şey geçmişte kalmıştı. Tanrı Ülgen'in ona güçlerini tekrar vermesi ise bir meçhul idi. Bu yüzden normal bir insan gibi yaşamaya çalışıyordu. Köşküne girdi, elindeki su dolu kabı alıp dışarıya çıktı. Dışarıdaki erik ağaçlarını suladı, içinden "Bugün doğaya bir iyilik yaptım." diye geçirdi. ''Ülgen pişman olduğumu düşünüp artık iyilikler yaptığım için beni affedebilir.'' 

Ne de olsa o reenkarne olduğunda güçlerini elinden alan Ülgen idi.

Yi Bang gittikten sonra kalan askerlerin sayısını artırdılar. Tianjin gücüne iyice güç katıyordu. Togon ve Erlik kendi birliklerini geliştirmiş diğer birlikler tamamen yeniden düzenlenmişti. Aslan birliği Togon'un, Ejder birliği ise Erlik'in emrindeydi.  Aslan birliği yirmi bin piyade yirmi bin süvariden oluşurken Erlik'in Ejder birliği kırk bin süvariden oluşuyordu. Ejder birliği ağır zırh giyinen, demirden zırhları sayesinde savaşlarda ok ve kılıç darbelerinden etkilenmeyen bir birlik idi. Bir kısa kılıç ve mızrak taşıyorlar karşılarındaki birliklere duvar gibi tosluyorlardı.

Erlik: Tamu TanrısıTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon