VII. Bölüm

53 22 6
                                    

Ey zengin Kan Erlik,
Saçları parlar, kıvılcım saçar,
Sen kova olarak
Ölü kişi göğsü kullanırsın;
Kişilerin kafatası sana bardak olur,
Yeşil demirdir kılıcın,
Demirdendir kürek kemiğin,
Kara yüzün kıvılcım saçar,
Saçların dalgalanır.

***

Ey Erlik, babam Erlik;
Nesilden nesile
Uzun devirler içinde
Seni gece gündüz sayarız,
Sen, nesilden nesile
Çok saygın bir başkansın.

Ey Erlik, babam Erlik;Nesilden nesileUzun devirler içindeSeni gece gündüz sayarız,Sen, nesilden nesileÇok saygın bir başkansın

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Etingü ve Bögü yaptıkları alkışlı kam ayininin ardından Erlik Han'ın şekillendirdiği yer altına inmişlerdi. Etingü buraya en son yıllar önce Erlik Han'a, Ülgen'in mesajını iletmek için gelmişti. O günden bugüne buradaki her şey çok değişmiş, yer altı farklı yaratıkların ve kötücül ruhların mekânı haline gelmişti. Etingü bu kalabalıklığa ve değişimlere şaşırmıştı. Bu kötücül ruhlarla sürekli iletişim halinde olan ve Erlik'in sadık hizmetkarı Bögü ise yer altına gelmeye alışkındı.

Bögü ve Etingü büyük simsiyah granit taşlar ile zemini oluşturulan, yanlarındaki korkulukları magmatik taşlar ile sağlamlaştırılan, demirler ile korkulukları yapılan, beş insan boyutundaki zincirler ile uzun kulelere bağlanmış; Erlik'in sarayına giderken kullanılan Kara Köprü'ye ulaşmışlardı. Buradan Erlik'in sarayı büyük ihtişamıyla görülüyordu. Yer altını aydınlatan Erlik'in yarattığı güneş, sarayın üzerinden tüm yer altına kızıl bir ışık saçıyordu. Bu ışık loş bir ışıktı. Bu güneş yer altını tam manası ile aydınlatmıyor, Etingü birkaç adım yanındaki şeyleri tam olarak göremiyordu. Göremediği ve yakınlarından gelen sesler onu tedirgin ediyordu. Köprüden ilerleyip saraya daha fazla yaklaştıkça ışık hüzmesi artış gösterdi, Etingü artık etrafını daha rahat görüyordu. Biraz ilerisinde ayaklarını sağa ve sola dönük şekilde atarak yamuk yürüyen Bögü'yü gördü. Daha önce bu yürüyüşüne hiç dikkat etmemişti. Bu yürüyüşüne uzun bir süre bakıp gülümsedi. Hızlı adımlarla ona doğru yaklaştı.

''Buradaki ruhani varlıkların gücü çok yüksek, ölen kötücül insanların ruhlarının da buraya toplanması burayı Tamu -yer altı cehennemi- yapmış.''

Bögü, ''Erlik Hanımız Ülgen'e, burada kendi dünyasını yaratacağını söylemişti ve yarattı. Eğer ruhu göç edip bir insan bedeninde acizce hapis kalmasaydı buradaki yaratıkları yanına alıp yer yüzüne hâkim olacaktı.''

Etingü duyduklarına şaşırmıştı, yıllar önce Erlik böyle bir arzusu olduğunu ona hiç söylememişti.

Etingü, ''Erlik'in öyle bir amacı olduğunu bilmiyordum. Kaldı ki böyle bir şeyi yapacak olsa bile buradaki tüm yaratıkları yer yüzüne çıkarması imkânsız. Ayrıca Ülgen Han buna izin vermez.''

Bögü arkasını dönüp sırıttı. ''Ülgen de kimmiş? Erlik'in gücünden şüphe mi ediyorsun? Erlik Han için hiçbir şey imkânsız değildir.''

Bu sırada uzaklardan gelen köhne Çin hanlarının kurtlu kapıları kapanırken çıkan tiz bir ses duyuldu. Etingü ve Bögü köprünün üzerinde biraz daha ilerledikten sonra kendilerine yaklaşan bu gülüşüme seslerinin kimlerden geldiklerini anlamışlardı. Bunlar körmöslerdi, yer yüzündeki kötü kalpli insanların cezalandırılıp yer altına gönderilen ruhları.

Erlik: Tamu TanrısıWhere stories live. Discover now